Browse Category

Genel

Tehlike Sadece Casus Yazılımlardan Gelmez

İnsanların ve sistemlerin güvenliğinin sağlanması adına teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin, önlemler ne derece artırılırsa artırılsın yine de bu engelleri aşmak için zayıf noktalar daima mevcut olacaktır. Bu zayıf noktalardan en önlenemez olanı herhalde insandır.

Diğer güvenlik zaafları, ya donanımlar ya da yazılımlardan kaynaklanır ve tespit edildikleri takdirde bir şekilde giderilebilirler. Ancak söz konusu insansa durum değişir. Söz konusu sistemi kullanan her kişi potansiyel olarak bir güvenlik açığı oluşturabilir. Bunu ya bilerek ya da bilmeyerek yapabilirler. Bu durumun önüne geçmek için kullanıcıların titizlikle takip edilmesi ve söz konusu sistem hakkındaki yetkinliklerinin bilinmesi gerekmektedir ki bu da çoğu zaman imkansıza yakındır. Bu nedenle her bireyin nasıl bir zaaf oluşturabileceği doğru olarak tahmin edilemez.

İnsanlardan kaynaklanan bu tür güvenlik açıkları sistemlere, kişilerin kendilerine ya da çalıştıkları kurumlara bazen çok büyük maddi zararlar verebilmektedir.

Kişiler sanal ortamlarda yaptıkları işlemlerde özellikle de hesap ve kredi kartlarıyla ilgili bilgileri, yeterli güvenlik önlemlerini almadıkları takdirde kötü amaçlı şahıslara kaptırabilirler.

Bazı durumlarda ise bir çalışan, kurumu ile ilgili bir şifre ya da dokümanı, sosyal mühendislik adı verilen yöntemi kullanarak kendisinin güvenini kazanmış bir kişiye bir zarar gelmeyeceğini düşünerek gösterebilir ya da verebilir. Bu durumda kurumun çok hayati öneme sahip bilgileri başkalarının eline geçebilir ve kurum önemli derecede maddi ve manevi zararlara uğrayabilir.

Bu gibi dikkatsizlik ya da “bir şey olmaz” tutumlarından doğacak zararların en küçüğü kişisel bilgileri yitirmektir ki bu da çoğu durumda telafisi güç sonuçlara yol açabilir.

İstenmeyen durumları önlemek için sürekli tekrar edilen öneriler ve verilen eğitimlerden başka en çok işe yarayacağı tahmin edilen önlem dikkatli olmaktır.

İnsanlar programlar gibi her zaman aynı şekilde hareket edemezler. aynı kişinin tutumları ortamın koşullarına ve kişinin ruh haline ve daha birçok değişkene göre değişebilir. Normal şartlarda çok titiz olan bir kişi bile an gelir tedbiri bir süre için elden bırakabilir. Bu tür durumlarla karşılaşmamak için mümkün olduğu kadar dikkatli davranmaya çalışmaktan başka seçenek yoktur.

Burada kastedilen dikkat sadece gerekli programların kurulmasıyla sistemin güvenliğine gösterilen özenden ibaret değildir. Aynı zamanda kişilerin kişisel bilgilerini muhafaza etmekte gösterdiği hassasiyettir.

Bir başkasına ait hesabı ele geçirmiş bir kişi, kurbanın arkadaşlarıyla da irtibata geçerek onlardan bazı şifreleri veya bir alışveriş için kredi kartı bilgilerini sonradan bedelini ödemek kaydıyla isteyebilir. Bu gibi durumlarda kişi öncelikle karşısındakinin doğru insan olduğunu bir takım sorular sormak yoluyla teyit etmelidir.

Aslında çok önemli bilgileri mümkün olduğunca sohbet programları gibi başkaları tarafından izlenebilecek ortamlarda paylaşmaktan kaçınılmalıdır. Karşıdaki doğru insan olsa bile bilgisayarda bulunan bir casus yazılım yazılan bilgileri bir başkasına gönderiyor olabilir. Böyle bir durumla karşılaşmamak için mutlaka bir trojan ve keylogger önleyici yazılımlar kullanılmalıdır.

İnsanlar belki bilgisayar başınayken durumun önemini bildikleri için ellerinden geldiğince dikkatli davranabilirler ancak bu özenlerini günlük hayata da yansıtabilirler mi? Kötü niyetli kişiler özellikle elde etmeye çalıştıkları bilgiler çok büyük bir kuruma ait önemli bilgilerse her türlü yolu denemekten geri kalmıyorlar. Adına sosyal mühendislik denilen bir yöntemle bilgilerin bir kısmını ya da tamamını bilen veya temin edebilecek durumda olan bir çalışanla temasa geçip arkadaş olarak da kurbanın duyduğu güveni suiistimal edilebiliyorlar. Zavallı çalışan, çok güven duyduğu arkadaşıyla bir zarar gelmeyeceğini ve çoğu zaman kendince önemsiz olarak gördüğü bilgileri paylaşırken aslında kullanıldığının farkına varamayabiliyor.

Görülüyor ki insanın olduğu her ortamda sistemlerin yüzde yüz güvende olduğundan bahsetmek fazla iyimserlik olacaktır. Yapılan iyileştirme ve geliştirmelerin sonunda bir gün bu sorunu da tamamen ortadan kalkacak mı? Bu şimdiden bilinemez. Ancak belki de böylesi daha iyi Sistemleri güvenlik zaaflarından arındırmak için yapılacak çalışmaları sürekli olarak tetikleyecek bir etkene ihtiyacın olduğunu da unutmamak gerekir. Belki de insanlığın bu zaafı teknolojinin gelişmesi için bir itici güç olarak sürekli yaşayacaktır.

Tercih Edilen Hep Yenilik midir?

 

Yenilik… Teknolojinin, belki de varlığının ne kadar gerekli olduğunu kanıtlamak için en sık kullandığı kavramlardan biri…  

Gerçekten de günümüzde ortaya çıkan hemen hemen her ürün bu kavramı kullanarak daha çok kitlelere ulaşmayı hedefliyor. İlk defa piyasaya çıkan bir marka ya da model için kabul edilebilir olsa da, çok ufak değişiklikler ve makyajla piyasaya sürülen yeni versiyonlar bile bu kavramı kullanmaktan çekinmiyorlar. Üreticilerin satışlarını artırmakta çok sık başvurdukları yenilik kavramına acaba herkes tarafından bu kadar önem veriliyor mu? 

Artık, sık sık yeni ürün, yenilik parolasıyla kullanıcıların karşısına çıktığı için bazı kullanıcılar ipin ucunun bir süre sonra kaçtığından ve gelişmeleri takip etmenin gittikçe zorlaştığından şikayet ediyorlar. Bir zaman sonra yenilik gereklilik için değil de daha çok para harcatmak için ortaya atılmış bir olgu gibi görünmeye başlıyor. Yani araç olmaktan çıkıp amaç haline dönüşüyor. 

Yenilik kavramının bu kadar sık telaffuz edilmesi “eski” kavramının da fark edilmesini sağladı. Herhalde bir şeyin kıymeti yokluğunda anlaşılır prensibinden ötürü olacak ki şimdi bazı yazılımların eski sürümlerinin de kullanılmaya başlandığı görülüyor. Eski yazılımları ve güncel yazılımların eski sürümleri artık web ortamında daha sık dolaşmaya başladılar, hatta sırf bu iş için hazırlanan siteler bile var. Peki ama sürekli üstüne basıla basıla vurgulanan, teknolojideki en değerli kriterlerden biri olarak gösterilen yeni olma kavramının karşısında eski olma neden bu kadar önemli olmaya başlamış olabilir.

Bu soruya verilebilecek yanıtların kişiden kişiye değişme ihtimali oldukça yüksektir.. Çünkü herkes kendine göre çeşitli nedenlere sahip olduğu için verilecek cevaplarda büyük çoğunlukla şahsi kanaatleri yansıtacaktır. Ancak genel olarak bakıldığında eski sürüm kullananların çoğunun ortak düşüncesi bu tür uygulamaların yeni sürümlerine oranla daha hızlı çalıştıkları yönündedir.

Gün geçtikçe ilerleyen PC pazarında bilgisayarların gücü de sürekli artıyor. Bu nedenle yeni çıkan uygulamalarda bu güçten olabildiğince istifade ederek en yüksek performansta çalışmak istiyorlar. Eski programlar eski bilgisayarların kapasitelerine göre yazıldıkları için şimdiki bilgisayarlarda hiç zorluk çıkarmadan çalışabiliyorlar. Eski programlarda ayrıca bugünkü sürümlerine oranla daha az eklenti mevcut olduğu için diskte kapladıkları alan da haliyle daha az oluyor. Şimdi, asıl amacının dışında, kullanıcıların ihtiyacı olmayan fazladan birçok işleve daha sahip olan programlar yerine, insanların bir kısmı hem daha hızlı hem de daha az yer kaplayan uygulamaları tercih edebiliyorlar.

Bir diğer avantaj ise yeni versiyona sahip programların bir kısmının eski sürümlerinin üreticiler tarafından artık bedavaya dağıtılıyor olmasından doğuyor. Böylece o programa kısa süreliğine ihtiyaç duyan ya da sadece belli başlı yüzeysel işlerini yapmak isteyen kullanıcılar da bu şekilde eski sürümlere yöneliyorlar. Tabi bu durum bazı açılardan üreticilere de faydalar sağlayabiliyor. Böylece ürünlerinin reklamını yapmış oluyorlar. Zamanla programın eski sürümünü kullanan insanlar programda ustalaştıklarında artık daha profesyonel işler yapmak için yeni ve ücretli sürüme yönelebiliyorlar.

Bir diğer tercih sebebi de alışkanlıklar olarak gösterilebilir. İnsanlar teknolojide her ne kadar yeni şeyler görmek isteseler de o ana kadar edindikleri alışkanlıklarından vazgeçmek istemeyebilirler. Yeni bir programın işleyiş biçiminde ve ara yüzünde meydana gelebilecek en ufak bir değişiklik bile birçok kullanıcıyı rahatsız edebilir ve programa alışma süreci içinde daha yavaş çalışmasına neden olabilir.

Bazı kullanıcılar da sırf nostalji olması için eski programlarını kullanabilirler. Bunun için eski işletim sistemlerini sanal makinelerde çalıştırmak ya da eski oyunları oynamak gibi yollara başvuran kullanıcıların çoğu belki de bilgisayar dünyasına ilk adım attıkları dönemleri böyle hatırlamak istiyor olabilirler. Günümüzde özellikle eski oyunlara olan ilgi o kadar arttı ki yeni işletim sistemleriyle uyumsuz olan bu tür oyunların yeniden çalışabilmeleri için birçok program yazıldı.

Neticede insanlar hangi amaçla eskiyi tercih ederlerse etsinler, geçmişi hatırlamak çoğu kişi için büyük öneme sahiptir. Aslında teknoloji için de bu böyledir. Çünkü yeni bir şeyin yapılması eskiden edinilen, eski bilgilerin üzerine farklı geliştirme ve bilgilerin eklenmesiyle elde edilir. Yeni, eskinin üzerine bina edildiği için sürekli yenilik derken eskinin de hakkını teslim etmeyi unutmamak gerekir.

Nedir Bu Platform Savaşlarından Çektiğimiz?

Her zaman her marka, rakipleri arasından sıyrılarak müşteriler tarafından tercih edilmek ister ki bu da gayet doğaldır ancak bunu yaparken firmaların izleyecekleri yol kendilerini diğerlerinden üstün kılan niteliklerini sıralamak olmalıdır. Diğerlerini Kötülemek değil…

Bugün Microsoft IIS 7.0 / 7.5 tanıtım seminerine katıldım. Sunum yapacak kişi söze ilk önce kendini tanıtarak başladı. İlk önce linux cephesinde yer aldığını ve PHP ile kod yazdığını ama sonra doğru yolu bularak .NET ve Microsoft tarafına geçtiğini söyledi. Haydaaa. Hocam afedersiniz ama sizin doğru yol tanımınız nedir ya da doğru yolda olduğunuza nasıl kanaat getirdiniz.

Sonra yine pHP şöyle kötü ASP .NET şöyle iyi falan… Madem kötü neden 7.5 sürümünden sonra PHP desteği vermeye başlıyorsunuz. Tabi her dilin kendine göre iyi ve kötü yönleri var ama ben oraya sadece IIS”in iyi taraflarını dinlemeye gittim. Yoksa ben hep PHP ile çalışıyorum gayet memnunum. ASP ile çalışan arkadaşlar şaşırıyor nasıl bunun arayüzü yok mu? Veritabanını nasıl bağlıyorsun diye. Eeee bunun arayüzü yok herşeyi elle yazıyorum ama yazdığım koda da tamamen hakim oluyorum.

Çok fazla teknik detaya girmek istemiyorum o yüzden yüzeysel olarak fikrimi söylemek istiyorum. IIS7 gerçekten de çok gelişmiş ve ekleyebileceğiniz modüllerle çoğu işinizi aşırı derecede kolaylaştırabiliyorsunuz. Gerçekten takdir edilecek durum. Üstelik demin de söylediğim gibi artık PHP’ye de destek veriyor.

Ancak bu özelliklerin bazıları Apache üzerinde senelerdir var ve katılımcıların bazıları bunu belirttiler. Yani inceden bir Apache’mi ISS’mi tartışması yaşanmaya başlanmıştı ki hocamız bu duruma izin vermedi iyi de oldu. Apache’nin ISS gibi ki özellikle ISS 7 gibi kolay bir arayüzü yok ama bazı konularda ISS’ten kat kat üstün. Onun için kötülemeyi ve küçümsemeyi bırakalım. Herkes istediği server programını ve platformu tercih etsin. Her yiğidin yoğurt yiyişi farklıdır. Zaten PHP ve ASP özellikle de .NET çok farklı amaçlar için oluşturulmuşlardır. Herkese kendi alanında başarılar.

Daha Yeni Sürüm Daha Fazla Dosya Boyutu

Ne kadar ç0k program kullanıyorsanız o kadar fazla güncelleme ve yeni sürüm duyurularıyla karşı karşıya geliyorsunuzdur. Gün geçtikçe artan bu güncellemeler nedense dosya boyutlarında artışı da beraberinde getiriyor. Peki ama acaba bu artışların hepsi gerekli mi?

Önceden bir diskete sığan ve bir megabyte boyuta bile ulaşmayan bir çok oyunla çok uzun zaman boyunca eğlenmeyi başardık. Oyunlar hem zevkli hem de süreleri uzundu. Oysa şimdiki oyunların bir tek dosyası bile onlarca megabyte olabiliyor hatta kayıt dosyaları 100 MB ve üstü olan oyunlar bile var.

56K ile internete bağlandığımız zamanlarda 10 MB dosya indirmek gözümüzde büyürken şimdi GigaByte olsa ne yazar diyecek konuma geldik.

Dosya boyutları büyüyor büyümesine de acaba bu istenen etkiyi ve verimi yaratabiliyor mu? Bence hayır. Örneğin Winamp eskiden 2.xx sürümlerideyken ne kadar az yer kaplardı ve ne kadar da hızlı açılır ve çalışırdı ama bana göre şimdiki 5.xx sürümleri biraz hantallaştı.

Programların boyutları her geçen gün artıyor.

Ya da NERO ilk zamanlar CD ve sonra da DVD yazma işlemlerimizi hallettiğimiz bu proogram her yeni sürümüyle biraz daha gelişti ve geliştikçe de dosya boyutu artmaya başladı. Üstelik bir de CD yazmanın dışında fazladan özellikler de eklenince programın boyutu iyice artmaya başladı. Nero 6 yaklaşık 35 – 40 MB iken nero 7 biraz daha arttı nero 8 180 – 190 MB boyutlarına ulaştı. Bende ip burada koptu zaten son çıkan nero 9 300 MB civarında olunca ben yeni versiyonu yüklemedim. (nero 9 un boyutunu yanlış hatırlıyor olabilirim.) Diyeceksiniz ki sen de o zaman sadece DVD yazmak için gereken bileşenleri yükle diğerleri kalsın ama ben bunların hepsini indirmek zorunda değilim ki. Önce hepsinin içinde olduğu paketi indirip sonradan niye fazlalıkları ayıklamak zorunda kalıyorum anlamıyorum. Üstelik ülkemizin her tarafında ADSL olmadığını da hatırlatırım. Neyse ki nero bu tür serzenişlere cevap olarak Lite sürümü de çıkardı da biz de sevindik.

Bir diğer örnek ise PowerDVD son çıkan 9 sürümünde o da şimdi 180 MB civarında. Bir sürü güzel özellik eklenmiş ama program yavaşlamış. Örneğin film sırasında başka bir dile geçmek istediğimde yaklaşık bir 7 – 8 saniye beklemek zorunda kalıyorum. Eskiden anında bu geçişi yapabiliyordum. Bence sizde en iyisi benim gibi yapın, satın aldığınız dvd yazıcı ile gelen daha hafif bir PowerDVD kurun başınız ağrımasın. Eğer yoksa yeni bir DVD yazıcı alın kutusuz olanlarında bile veriliyor bu program. Üstelik kutusuzlar 40 – 50 TL civarı ve yanında program bedavaya geliyor oysa PowerDVD 9 Ultra 99 dolar. Aradaki farkı varın siz hesaplayın. Üstelik Ulrta değil de daha düşük bir sürümün fiyatıyla bile karşılaştırıldığında yine de yeni bir donanım alarak sahip olmak daha karlı çıkacaktır.

Belki de bunun nedeni biraz da biz olabiliriz. Düşünsenize acaba bir kaç MB büyüklüğünde bir program ile 100 MB arasında bir program arasında tercih yapmak zorunda kalsanız hangisini seçerdiniz. Daha küçük olduğu için daha hızlı çalışma ihtimali olanı mı yoksa aşırı boyutundan dolayı belki de hiç bir ekstra özelliği olmadığı halde öyle gözükmeyi başaran diğer programı mı?

Dergi Şart

Daha önce şu ve şu yazılarımda belirtmiştim PC dergileri hakkındaki bazı düşüncelerimi… Dergicilik ne yazık ki artan teknolojik imkanlar yüzünden zayıflamaya başladı. Üstelik bu değişime sebep olan teknolojinin, insanları teknolojiyle tanıştırmayı amaçlayan bilişim ve teknoloji dergilerini de vurması bana çok ironik geliyor.

Zannedersem düşüncelerimde haklıyım ve yalnız değilim çünkü bu ay bazı dergiler ambalajlarında bu sıkıntılarını okuyucularıyla paylaşmak istemişler. Bayide gördüğüm bu manzarayı sizlerle paylaşmak istedim.

Dergi Şart

Tabi burada ben daha önce yazmıştım demek için bu fotoğrafı koymadım. Amacım sorunun düşündüğümden ya da düşündüğümüzden de büyük olabileceğinin farkına varılmasını sağlamak.

Evet okuyan ve kendini geliştiren toplum için dergi şart daha doğrusu okumak şart. 

 

OCZ DIESEL 16GB Alüminyum Mini USB Bellek

Yaklaşık birkaç aydır USB flash belleğim bozuk olduğu için bazı durumlarda sıkıntılar yaşamaktaydım. Artık yeni bir tane almanın zamanının geldiğine karar vererek modeller hakkında bilgi toplamaya karar verdim. Sonunda OCZ DIESEL 16GB Alüminyum Mini USB Bellek üzerinde karar kıldım ve internetten siparişimi verdim.

Söz konusu ürün dün elime geçti. 16 GB (gerçekte 14.9) depolama alanına sahip ve kasası siyah alüminyumdan oluşan bellek beni resmen büyüledi. Beklediğimden daha küçük ve şık bellek, alüminyum gövdesi sayesinde hem çok dayanıklı hem de ısınma problemi yaşamama adına plastik olanlardan daha avantajlı. Metal gövde daha çabuk soğuyor çünkü. Üstelik okuma ve yazma performansı da oldukça göz dolduruyor. Hem küçük, hem hızlı ve hem de dayanıklı bu ürünü şimdilik herkese gönül rahatlığı ile tavsiye edebilirim.

Elime geçer geçmez kullanmaya başladığım ürünün okuma ve yazma performansının sadece lafta kalmadığını görmek çok hoşuma gitti. Özellikle 4GB Kingston marka emektarın hızına göre oldukça etkileyici bir hıza sahipti.

Ürünü çok farklı yetenekler beklemeyen normal kullanım isteyen herkes çok rahat kullanabilir. Üstelik eğer Windows Vista kullanıyorsanız Ready Boost özelliği sayesinde sisteminizi hızlandırabilirsiniz.

Çok daha performanslı ürün isteyen arkadaşlara da OCZ’ nin rally modelini tavsiye ederim gerçekten de okuma ve yazma hızı inanılmaz ancak boyut olarak diesel serisinden daha uzun ayrıca biraz daha pahalı.

Ürünün ne kadar kaliteli olduğunu anlatmak için sanırım OCZ’ nin ürüne ömür boyu garanti verdiğini söylemem yeterli olacaktır. Ürün hakkında daha detaylı bilgi CHIP dergisinin Aralık 2008 incelemesinde bulunabilir.

Bu arada OCZ’ yi tanımayanlar için şunu belirtmek isterim ki OCZ öyle sıradan bir marka değildir. Gerçekten çok kaliteli işlerin altına imza atarlar ve genelde overclock ürünlerinde kendilerinden sıkça söz ettirmeyi bilirler. Özellikle performans delisi overclock tutkunları için üretilmiş RAM ürünleri meşhurdur. Ülkemizde pek tanınmasa da işin uzmanları bu firmayı bilirler.

Ben ürünü hepsiburada.com’dan sipariş vermiştim ve genelde internet üzerinden yaptığım alışverişlerde de burayı tercih ederim. Piyasada her zaman istediğiniz modeli bulamayabilirsiniz. Bu yüzden internet üzerinen sipariş vermek bana daha kolay geliyor. Ürünün hepsiburada üzerindeki sipariş sayfasına erişmek ve CHIP dergisinin ürün hakkında inceleme yazısı için buraya tıklayın.

usb

usb1

KPDS Başvuru İşlemleri Sistemi Çalışmıyor

Bugün KPDS 2009 ilkbahar dönemi başvurularının ilk günü ve ben yaklaşık saat 9:10 gibi sınav ücretini bankaya yatırıp internet üzerinden başvurumu tamamlamak için bilgisayarımın başına geçtim. Aday işlemleri sayfasına girdim başvuru yapmak istediğim sınavı seçtim ve Bireysel başvuru linkine tıkladım. Ben bilgilerimi girebileceğim bir form beklerken bakın karşıma ne çıktı.

KPDS Sayfa hatası

Doğal olarak şaşırdım ancak biz de az çok bu bilişim işlerinin içinde olduğumuz için halden anlarız. Bu sorunun mutlaka düzeleceğini biliyorum ama şu an saat 10:56 ve pek bir gelişme yok. Bir kaç saat içinde halledilebilecek bu sorunun bir an önce çözülmesini istiyorum ki başvurumu tamamlayabileyim. Bunu da sizinle paylaşmak istedim. Damdan düşenin halinden damdan düşen anlar.

Günümüzde PC Dergilerinin Durumu

Bir zamanlar ADSL yoktu ve bizler kısıtlı imkanlarla internete ulaşabiliyorduk. Düşük hızlarda ve yüksek ücretlerde sunulan Dial-Up bağlantılar belki o gün bize yetiyordu ama bilgisayar alanındaki bilgilerimizi derinleştirebilmemize yardımcı olmuyorlardı.

İşte bu durumda biz de PC dergilerine başvuruyor bilgi açlığımızı onlarla gidermeye çalışıyorduk. Adeta her sayfasını bıkmadan okuduğumuz bu dergilerin günümüzde nasıl bir durum içinde olduğunu http://www.mafiamax.com sitesindeki arkadaş çok güzel dile getirmiş. Bu yaratıcılık ve özgün düşünce gücüdür. Bu zamanda bu durumu farkeden arkadaşı kutluyorum ve ilgili yazısını okuyabilmeniz için de sizi şu bağlantıya tıklamaya davet ediyorum.

SPAM Göndericiler Bu Kadar Aaşağılık Olabilir mi?

Artık hissiyatımızı ve insanlığımızı kaybediyoruz galiba… Artık olaylara eskisi kadar tepki vermiyoruz ve sadece izlemekle yetiniyoruz. Eğer siz böyle olmadığınızı düşünüyorsanız demek ki şanslı azınlıktansınız o halde sizi tebrik ederim ancak bu durum ne yazık ki çevremizdeki insanlığını kaybetmiş bazı kişilere iyi bir örnek olamıyor.

Geçtiğimiz haftalarda Gazze’de bir insanlık dramı yaşandı; bir utanç duvarı yükseldi. Siyonistler bırakın çocukları bebeklere bile acımadılar. Batı yine kendi kanından, kendi canından, kendi dininden olmayan bu insanlar için bir şey yapmadı.

Ama bazıları bu sırada boş durmuyor ve çalışıyordu. Spam mail gönderen bir takım şahsiyetsizler bu durumdan istifade ederek insanlara konu ile ilgili sahte mailler göndererek bilgilerini çalmaya çalıştılar. Ölüler üzerinden kazanç elde etmeye çalıştılar. Bu bir mezar soygunculuğudur ve en ilkel toplumlarda bile affedilmez. Tabi hiç bir devlet bu durumda istifini bozmayınca halkın da böyle körelmesi kaçınılmazdır. Daha fazla yazmayacağım ve sizin haberin ayrıntısı ile başbaşa bırakacağım. Haberi okumak için aşağıdaki linke tıklamanız yeterlidir.

Hackerler ve Spam Göndericiler, Gazze Saldırılarını Kullandılar 

Hata 320 (net::ERR_INVALID_RESPONSE): Bilinmeyen Hata ve Google Chrome

Evet arkadaşlar aslında ilk çıktığı günlerden beri Google Chrome kullanmaktayım ve birkaç ufak tefek sorun haricinde oldukça da memnunum. Özellikle de sörf yaparken hızı oldukça tatmin edici.

Ancak geçenlerde başıma şöyle bir durum geldi. Kabaca bir mail gönderme kodu yazmıştım. Kullanıcı adı ve parola ile sayfaya giren kullanıcılar form alanındaki yerleri doldurarak gönder butonuna bastıklarında kayıtlar veri tabanına aktarılıyor. Eğer kullanıcılar formda abonelere gönder kontrol kutusunu da işaretlemişlerse aynı bilgiler, mail veri tabanından çekilen maillere bir while döngüsü içerisinde teker teker gönderiliyordu. 

Geçenlerde sunucularımızı PHP 4’ten PHP 5’e geçirdik ve doğal olarak kodlarımda bazı değişiklikler yapmak zorunda kaldım. Neyse daha sonra düzelttiğim sayfadan yukarıda anlattığım gibi mail göndermem gerekti ve ben de işlemi yaptım ancak en son işlemin tamamlandığını söyleyecek sayfa açılmadı ve sanki sayfa yokmuş gibi bir sayfaya ulaşılamıyor mesajı görüntülendi. İlk başta şaşırdım tabi acaba formu gönderdiğim sayfanın adını yanlış mı yazdım diye düşündüm sonra kodları konrtol ettim her şey normal gözüküyordu. Gerçi bu arada şunu da söyleyeyim hata alıyordum ama mailler de gönderiliyordu yani aslında sorun yok gibiydi ancak ben işi şansa bırakmak istemedim.

Aynı mail gönderme olayını bugün de kullanmam gerekti yine aynı hata. Sonra sayfadaki hata ayrıntılarını göster gibi bir bağlantıya ilişti gözüm şimdi tam olarak ne yazdığını hatırlayamadığım o bağlantıya tıkladığımda aşağıdaki hata iletisi görüntülendi.

Hata 320 (net::ERR_INVALID_RESPONSE): Bilinmeyen hata.

Önce bu hatanın benden kaynaklandığını düşündüm ancak ironik bir şekilde Google üzerinde yaptığım araştırmalarda sorunun Chrome ile ilgili olduğunu gördüm. Genelde insanlar kullanıcı girişi yapmak istedikleri sayfalarda bu hata ile karşılaşmışlar. Bunları şimdili Chrome’un beta olmasına bağlıyorum ve final sürümünde olmayacağını umuyorum. Maalesef şu ana kadar bu soruna çare bulamadım. O yüzden böyle bir hata alırsanız siz de benim gibi Firefox ya da Explorer kullanın. Şimdilik bu kadar.