Browse Tag

donanım

Bilişim Teknolojilerinde Üretici Olmak

Türkiye’nin son yıllarda bir çok alanda büyük ilerlemelere sahne olduğu düşünüldüğünde; doğal olarak bu gelişmelerin bir kısmının da bilişim teknolojilerinden oluştuğu görülecektir. Aslında tarafsız bir gözle bakıldığında çağımızda pek çok gelişmenin teknolojiye özellikle de bilişim teknolojilerine bağlı olduğu görülecektir çünkü artık mekaniğin yerine elektronik daha fazla tercih edilir bir hale gelmiştir. Vida ve dişlilerin yerini entegre ve devreler almıştır.

Yaşanan gelişmeler sonucunda Türkiye, bugün PC okur-yazarlığı, internet kullanımı, haberleşme ve iletişim gibi bir çok ilgili başlıkta bölgesindeki diğer ülkelerle karşılaştırıldığında oldukça hatırı sayılır bir noktada yer almaktadır. 

Bilişim teknolojilerinden mümkün olduğunca yararlanan Türkiye’de söz konusu bu teknolojiler günden güne hem daha fazla kesim tarafından kullanılıyor hem de başarılı çalışmalar ve projeler üretiliyor. Üstelik Türkiye, artık sadece kullanıcı olmaktan çıkmış; ilgili alanlarda çeşitli yatırımlar ve üretimler yaparak değer katan bir ülke konumuna yükselmiştir.

Kurulan teknokentler, üniversitelerde açılan ilgili bölüm ve fakülteler ile yazılım ve donanım alanında faaliyet gösteren firmalar bu seviyeye ulaşılmasında küçümsenmeyecek öneme sahiptirler.

Türkiye’de (aslında dünyanın genelinde) bilişim teknolojileri alanında üretici konumunda bulunan firmalara bakıldığında yazılım alanında faaliyet gösterenlerin donanım alanındakilere oranla daha fazla sayıda olduğu görülecektir. Bu da insanları yazılım alanında çalışan firmaların daha avantajlı ve daha çok kar sahibi olduğu düşüncesine itmektedir.

Gerçekte bu düşünceyi destekleyecek pek çok kanıt da vardır. En basitinden yazılım alanında çalışabilmek için gereken sermaye ve iş gücü donanıma göre çok daha azdır. Birkaç kişi ile rahatlıkla böyle bir girişimde bulunulabilir. Oysa bir donanım üreticisi olmak, çok daha fazla masrafı göze almayı zorunlu kılar. 

Üretimi yapılacak cihazların tasarlanması için ayrı, üretim aşamaları için ayrı uzman ekiplerin çalışması gereklidir. Ayrıca elde edilecek ürün için bazı hammadde ve çeşitli malzemelere de ihtiyaç duyulacağı aşikardır. Bir de buna ürünlerin pazarlara dağıtımı için ulaştırma masraflarının da eklenmesiyle gerçekten de donanım alanında faaliyet göstermenin daha fazla masraflı olduğu görülecektir. 

Oysa yazılımların çoğu elektronik ortamda kolaylıkla dağıtılıp satılabilmektedirler. Böylece üretici hiç ulaştırma masrafına girmeden sadece bir web sayfası hazırlayarak ürününü en hızlı ve en ucuz yoldan satabilir. Bu gibi nedenlerden dolayı Türkiye’de, girişimciler çoğunlukla yazılım alanında faaliyet göstermeyi tercih etmektedirler.

Bütün bunlara ek olarak yazılım üretecek beceriye sahip eleman bulmak her geçen gün biraz daha kolaylaşıyor gibi görünmektedir. Üniversitelerde açılan bölümler de gençleri bu alana teşvik ediyor ve artan bilgisayar kullanımı neticesinde artık kullanıcılar pek çok konuyu okula veya kursa gitmeden direk web üzerinden öğrenebiliyorlar. Bugün bir ortaöğretim öğrencisi bile rahatlıkla bir web sayfası tasarlayabilecek seviyeye ulaşabiliyor. Donanım tarafında ne yazık ki işler ilk bakışta bu kadar kolaymış gibi görünmüyor.

Tabi bu kadar avantaja sahip olan yazılım üreticiliğinin dezavantajları da olacaktır. En basitinden yazılımlar donanımlar gibi fiziki bir varlığa sahip olmadığı için yasal olmayan yollarla çoğaltılıp satın alınmadan da kullanılabilmektedirler. Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye sınırları içerisinde de korsan kullanım üreticiler için en büyük sorunlardan birini oluşturuyor. Onca emek verilerek ve zaman harcanarak oluşturulan ürünlerin haksız bir şekilde böyle kullanılmasının sektöre zarar verdiğini kimse inkar edemeyecektir.

Korsan kullanımın önüne geçebilmek amacıyla hem yetkililer çeşitli yasal düzenlemeler yaparak hem de üreticiler kopyalamayı zorlaştıracak önlemlere başvurarak bu yolu tamamen kapatmaya çalışıyorlar ancak görünen o ki uzun bir zaman daha yüzde yüz başarı mümkün görünmüyor.

Dünyayı kasıp kavuran kriz ortamında bile üretime devam eden Türk yazılım ve donanım şirketleri gelecekte Türkiye’nin bu alanda  daha çok şirketle daha fazla söz sahibi olacağı yönünde umut veriyorlar. Türkiye’nin bu alanda konumunu güçlendirmesi için de kullanıcıların kendi ülkelerinin ürünlerini daha çok tercih etmeleri ve korsana başvurmayarak yeni açılacak olan şirketleri bu alanda cesaretlendirmeleri gerekmektedir.

Yazılımlar da Donanımlar Kadar Önemlidir

Bilişim ve teknoloji alanında yapılan yatırımlar ve gerçekleştirilen AR-GE çalışmalarının sonucunda; her geçen gün yeni ürünler piyasadaki yerlerini alıyorlar.

Her çıkan yeni ürün de bir öncekine oranla daha çok avantaj ve özellik sunduğu için kullanıcılar da imkanları ölçüsünde ellerindekini yeniliyorlar ve böylece piyasaya olan talep sürekli canlı tutuluyor.

Donanım cephesinde, yeni piyasaya sürülen bir ürün ilk başlarda fiyat olarak fazla cezp edici olmazken; daha sonra giderek fiyatı düşüyor. Söz konusu ürünün bir de üst modeli çıkınca o ürün artık çoğu kullanıcının bütçesini zorlamadan rahatça ulaşabileceği bir seviyeye iniyor.

Piyasaya çıktığı ilk anlarda bir donanımın bu kadar fazla fiyata sahip olmasının nedeni, geliştirme aşamasında yapılan harcamaları telafi etmektir. Söz konusu yatırımlar karşılandığında ürün ucuzlamaya başlar ve daha yeni modeli yüksek fiyatlarla piyasaya çıkarılır. Bu döngü böyle devam edip giderken üretici firmalarda satışlarını gerçekleştirir ve geliştirmelere devam ederler.

Yukarıda anlatılan durum herkese çok mantıklı gelmesine rağmen ne yazık ki yazılım konusunda bazı kullanıcılar tarafından aynı tutarlılık gösterilemiyor.

İş donanıma geldiğinde kullanıcılar orijinal almayı yeğliyorlar çünkü taklitleri ya da düşük kaliteli olanları daha ucuz olmasına rağmen hem kullanım ömrü hem de verimliliğinin istenilenin altında olacağı herkes tarafından gayet açık bir şekilde biliniyor.

Yazılım ele alındığına ise donanımda görülen tablo biraz değişiyor ve kullanıcıların bazıları korsan yazılım kullanmakta bir sakınca görmüyor. Buna gerekçe olarak da fiyatların yüksekliği gösteriliyor. Elle tutulur, somut bir ürüne para verirken böyle bir değerlendirme yapmayan kullanıcıların yazılım konusunda aynı şekilde düşünmemesi ise kulağa biraz tuhaf geliyor.

Nasıl orijinal donanım kullanmanın avantajları varsa, lisanslı yazılımların da kullanıcılara sağladığı yararlar vardır.

Her şeyden önce lisanslı yazılım sahibi kullanıcılar karşılaştıkları sorunlarda yazılım üreticilerinden gerek web ortamında gerekse telefonda sağlıklı bir şekilde destek ve yardım hizmetlerini alabiliyorlar.

Üstelik bir çok üretici firma yeni versiyonu çıkan yazılımlarını eski sürümün lisansına sahip olan kullanıcılarına daha düşük fiyatla sunuyorlar.

Üreticinin inisiyatifine bağlı olarak, orijinal olmayan yazılımlar çıkan yama ve güncellemelerden yararlanamayabiliyor. Söz konusu güncellemeler arasında kritik güvenlik açıklarını kapatanların da olduğu hatırlanırsa; bu tür yamaların yüklenememesi bilgisayarlar içinde de önemli bir risk teşkil edecektir.

Bütün bunlar bir kenara itilse bile her şeyden önce bu yazılımları üreten firmalar ve çalışanları geçimlerini bu şekilde sağladıkları için, korsan kullanım bu kesime büyük zararlar vermektedir. Yeterli kazancı elde edemeyen bir firma kapanabilir ve insanlar yeni sürümlerden mahrum kalabilir. Özellikle bazı alanlarda sadece tek bir yazılımın öne çıktığı düşünüldüğünde meslekleri için o yazılımı kullananların ne kadar zor durumda kalacağı tahmin edilebilir.

Lisans sorunlarının giderek daha fazla dile getirilmesi hem Türkiye’de hem de uluslar arası arenada fikir eserlerini koruma adına daha caydırıcı cezaların oluşturulmasını sağladı. Artık bu tür durumlar daha sık takip ediliyor ve tespit edilmesi halinde kullanıcılar çok zor durumlarla karşı karşıya kalıyor. Bütçelerinde yazılıma çok fazla yer ayırmak istemeyen kullanıcıların alternatif ücretsiz yazılımlara yönelmeleri çok daha doğru bir tercih olacaktır.