Browse Month

Ekim 2008

Bilişim Keşfetmektir

Sürekli gelişmekte olan teknolojiyi takip etmek için bireylerin de her geçen gün kendilerini daha fazla geliştirmeleri ve yeniliklere daha çok açık olmaları gerekiyor.

Hem donanım hem de yazılım alanlarında devam eden ilerleme sürecine ayak uydurabilmek için bireylerin güncel teknolojiyi takip etmeleri artık neredeyse olmazsa olmazlardan biri haline geldi.

Güncel gelişmelerden haberdar olabilmek ne yazık ki her zaman çok da kolay olmuyor. Özellikle donanım alanında her geçen gün bir üst modeli raflarda yerini alan cihaz ve aygıtlara sahip olabilmek gerçekten de güçlü bir maddi bütçeye ihtiyaç duyuyor  ancak yine de pek çok dergi veya web sayfasında söz konusu ürünler hakkında inceleme yazıları ve kullanıcı fikirleri rahatlıkla bulunabiliyor. Donanım konusunda güvenilir siteler ve kullanıcıların yorumları çoğu kez insanları aydınlatmada yeterli olabilmektedir.

Aynı şekilde yazılım alanında da bir çok tanıtım sayfası mevcut ve çoğu durumda da yeterli olabilmektedirler. Ancak yazılımları denemek donanımlar kadar külfetli değildir. Çok yüksek ücretlere sahip yazılımların bile; kendilerini tanıtabilmek ve pazarda güçlü bir yere sahip olabilmek için deneme sürümleri mevcuttur. Bu tür deneme sürümleri bazen söz konusu programın belirli bir süre kullanımına izin vererek süre bitiminde satın alınmasını talep eden; bazen de bir süre sınırı olmaksızın programın belirli özelliklerini kısıtlayarak programın kullanımına izin veren türlerden olabiliyor. Sonuçta kullanıcılar arzu ettikleri yazılımı deneyebilme imkanına kavuşmuş oluyorlar. Böylelikle hem yazılımı test etmiş hem de güncel programları takip etmiş oluyorlar.

Gelişmelere ayak uydurmada güncel yazılımları izlemenin de büyük bir payı olmasına rağmen bu yöntem genelde kullanıcılar tarafından pek tercih edilmemektedir. Pek çok kullanıcı haklı olarak sistemlerinin sürekli yeni programlar yüklenmesi ve kaldırılması sonucunda hantallaşacağından endişe etmektedirler. Bunun sonucunda ilgili gelişmeleri yine web sayfalarından takip etmeyi tercih etmektedirler.

Aslında mesleki olarak yazılımla çok ilgili olmadıktan sonra sürekli yeni yazılımlar kurarak bunları denemenin pek de bir anlamı yok ancak bilişim ve teknolojinin sürekli gelişmesinin altında yatan nedenlerden birinin de merak olduğu unutulmamalıdır. Kullanıcılar belki her yeni yazılımı değil ancak sürekli yaptıkları bir işe yardımcı olan bir programın alternatifini deneyerek daha fazla memnuniyet verici bir sonuçla karşılaşabilme ihtimallerini de göz ardı etmemelidirler. 

Bilişimin temel şartlarından birinin yenilik olmasına rağmen kullanıcı tarafında alışkanlıklar kolay kolay terk edilemiyor. Örneğin bir tasarımcı ya da bir yazar mesleği ile ilgili olarak ilk hangi programları kullanmaya başlamışsa artık hep o programı kullanmayı sürdürüyor. Oysa zamanla kendi kullandığı yazılımdan çok daha yetenekli ve kendisine kolaylıklar sunan bir yazılım çıkmışsa bundan haberi bile olamayabiliyor. Alıştıkları yazılım ücretli dahi olsa daha maharetli ve ücretsiz bir yazılımı denemeye bile sıcak bakmayan kullanıcıların yanında bir de alıştıkları programların yeni versiyonlarını da kullanmaktan çekinenler var. Alıştıkları menüler ve simgelerin değişmesine tahammül edemeyen bu kullanıcılar belki de önceleri daha fazla zaman alan ya da zahmetli işlemleri daha kısa zamanda ve kolayca yapma fırsatını ellerinin tersiyle itmiş olabiliyorlar.

Günümüzde sistemi riske atmadan yazılımları denemek için aslında çeşitli yollar mevcut. Zaten artık hemen hemen tüm işletim sistemlerinde istenmeyen bir durumla karşılaşıldığında sistemi daha önce stabil çalıştığı bir ana geri döndürmeye izin veren özellikler bulunmaktadır.

Sistemi geri almaya yarayan özelliklere rağmen yine de programları sık sık deneyerek risk almak istemeyen kullanıcılar da sanal PC programları adı verilen programlardan kullanabilirler. Bu tarz programlar sabit diskin belirlenen kadarını kendilerine ayırarak PC içinde PC oluştururlar. Sanal PC üzerindeki her sorun sadece kendisini etkileyeceğinden herhangi istenmeyen bir durum karşısında da söz konusu dosyayı silmek yeterli olur.

Gerekli önlemler ve sistemin yedeği alındıktan sonra uygun bir bilgisayar üzerinde yeni ve alternatif programlar denemek daha önceden çok fazla uğraş gerektiren işlemlerin kısa zamanda yapılmasını sağlayabilir. 

Bunun yanında unutulmamalıdır ki bilişimin temeli merak ve yeniliğe dayalıdır. Eğer kimse alışkanlıklarından vaz geçmek istemeseydi bugün gelinen nokta sadece bir hayal olarak kalırdı.

Bilgi Kaybından Korsanlardan Çok Çalışanlar Sorumlu

Yapılan bir araştırmaya göre, “kaybolan” şirket bilgilerinin sadece yüzde 1’i siber korsanlar tarafından elde ediliyor. 

Ponemon Enstitüsü’nün, ABD’de bulunan çeşitli şirketlerdeki bilgi teknolojileri departmanlarının katkısıyla yaptığı araştırmaya göre, ihmalkar kullanıcılar yüzünden birçok şirket bilgisi “kayboluyor”. Söz konusu bilgilerin “kaybında” eski çalışanların da katkısı olduğu belirlendi. 

Raporda geçen “kaybolmak” ifadesi; bilgilerin silinmesi, yer değiştirmesi ya da üçüncü kişilerin eline geçmesini içeriyor. Bunlar arasında kişisel bilgilerin yanı sıra iş kayıtları gibi bilgiler de bulunuyor. Özellikle sosyal güvenlik numarası ve kredi kartı bilgilerinin “kaybedilmesi” tüketiciler açısından büyük tehlike yaratıyor. 

Toplam 1112 IT (bilgi teknolojileri) uzmanı ile yapılan araştırmada, IT uzmanlarının yüzde 79’u en az bir bilgi “kaybı” yaşandığını bildirdi. Araştırma raporuna göre bilgi kayıplarının yüzde 70’den fazlası “ihmalkar”, yüzde 25’den fazlası ise “kötü niyetli” şirket çalışanları dolayısıyla gerçekleşti. 

Araştırmada en dikkat çekici nokta ise bilgi kayıplarına neden olarak gösterilen hacker/siber korsanların bu kayıplarda sadece yüzde 1 oranında sorumlu olması. Araştırmaya göre, dizüstü bilgisayarlar, PDA denilen kişisel el bilgisayarları ve taşınabilir hafıza kartları, bilgi kayıplarını hızlandırıyor. 

Kayıp bilgilerin yüzde 10’u “çok önemli”, yüzde 31’i “önemsiz” ve yüzde 18’i “belirsiz” olarak raporda yer aldı.

Kaynak::: CNN TÜRK

Bill Gates Yeni Bir Şirket Kurdu

Microsoft’taki görevini bıraktığını ve şirkette artık temsili olarak bulunacağını belirterek emekliliğini iddia eden Bill Gates, kurduğu yeni şirketle emekliliğini boş geçirmeyeceğini gösteriyor.

Bill Gates’in bgC3 adıyla kurduğu şirketin kuruluş ilanında “endüstriyel analiz, araştırma, bilim ve teknolojik hizmetler” ifadeleri yer alıyor. Henüz tam olarak ne yapacağı belli olmayan şirket hakkındaki temel düşünce, dünyanın en zengin insanlarından biri olan Gates’in yeni şirketinin, eşi Melinda ile birlikte kurduğu Bill ve Melinda Gates vakfı başta olmak üzere Microsoft ve diğer şirketler için iş fikri geliştirmeye odaklanacağı düşünülüyor.

Gates’in Microsoft’tan sonraki hayatı 27 Haziran 2008’de yayınladığı “Bill’in Microsoft’taki son günü” videosu ve etkinliği ile başlamıştı. 27 Haziran’dan beri Microsoft’ta temsili olarak bulunan ve danışmanlık hizmeti veren Gates’in, Bill ve Melinda Gates Vakfı bünyesinde bir çok ülke ve küçük şirkete medya ya da kamuoyuna pek yansımayan yardımlar ve bağışlar yapmak dışında uzunca bir süredir Microsoft dışında bir işle uğraşmadığı biliniyor. 

Yeni kurduğu şirketle ilgili herhangi bir detay vermekten kaçınan Gates’in yeni ofisinin, yaşadığı evin birkaç blok ötesinde bulunan küçük bir daire olduğu belirtiliyor

Kaynak: NTVMSNBC

AB Telekom Reformu

AB Komisyonu tarafından 13 Kasım 2007’de teklif edilen ve Avrupa Parlamentosu tarafından önümüzdeki günlerde tartışmaya açılacak olan tüketicilerle ilgili 7 önemli konu aşağıda sunulmuştur.

1. Tüketiciler için daha fazla şeffaflık ve daha çok bilgi: Avrupa Komisyonu’nun teklifine göre tüketicilerin en iyi seçimi yapabilmek adına fiyatlar, tarifeler ve diğer koşullar konusunda daha fazla bilgiye ihtiyacı bulunmaktadır. Bundan dolayı da operatörlerin tüketici yararına bu tür bilgileri ulaşılması ve anlaşılması kolay biçimde temin etmeleri gerekmektedir. Servis sağlayıcılarının bu hizmeti verememesi durumunda ise ulusal telekom düzenleyicileri bu rehberlerle ilgili kuralları belirleyecek ve bunları kendileri hazırlayacaktır. 

2. “Herkese geniş bant”: Komisyon, AB üyesi ülkelerde kablosuz iletişim hizmetlerinin (özellikle de geniş bant İnternet) yaygınlaşmasını, kırsal alana ulaşmasını, ayrıca yüksek çözünürlüklü TV kanallarının da sunulabilmesini sağlayacak şekilde “radyo spektrumu” için bir idare reformu önermiştir. Komisyon, senede 10 milyar avro gibi ekonomik bir kazanç elde etmesine karşın asıl faydalanıcıların tüketiciler olacağı vurgulanmaktadır. 

3. Numara değişmeksizin 1 günde servis sağlayıcının değiştirilmesi: Şu an itibariyle AB içerisinde ortalama 8 gün süren sabit hat ya da mobil operatör değiştirme işleminin – numara taşınabilirliği – 1 işgününe düşürülmesi ve numaranın korunması, Komisyona göre tüketicinin seçimini ve etkili rekabeti kolaylaştıracaktır. AB Telekomdan Sorumlu Komisyon Üyesi Viviane Reding numara taşınabilirliği konusunda şöyle diyor: “Avustralya’da 2 saat içerisinde operatör değiştirmek mümkün. Biz bunu Avrupa’da 1 günde yapabilmeliyiz.”

4. Daha iyi veri koruma: Zorunlu güvenlik ihlâli ihbarları: İletişim hizmetlerinin güvenilirliği ve kişisel bilgilerin korunması konuları önem taşıdığından, telekom operatörleri müşterilerin harekete geçebilmesi amacıyla güvenlik ihlâllerini (örneğin, yasadışı erişim kopyalama ya da kayıp) haber vermekle yükümlüdür.

5. Engelli Kullanıcılar için daha kolay erişim: Engelli kullanıcılar, 112 acil servis, altyazılı TV kanalları, sesli tanım ya da işaret dili gibi telekom hizmetlerine daha kolay erişebilmelidirler. Avrupa’da toplam nüfusun %25’i 2020 yılı itibariyle 65 yaş üstü olacağı tahmin edildiğinden, bu hizmetlerin daha geniş bir kitleye erişimi de önem taşımaktadır. 

6. Temel “Internet Özgürlüklerinin” güvence altına alınması: Avrupa Komisyonu için Internet’in açık mimarisi, yani “Internet Özgürlükleri” büyük önem taşımaktadır: Internet kullanıcıların (yasal) içeriğe erişimi ve dağıtımı, uygulamaların ve arzu ettikleri cihazların kullanması sağlanmalıdır. Komisyon, söz konusu reformlar çerçevesinde tüketicilerin yasal içeriğe ve uygulamalara erişimi üzerine olası kısıtlamalarla ilgili bir şeffaflık mekanizması önermektedir. Bu durum, tüketiciler için kendilerine en uygun operatörü seçebilmelerini ya da bunlara geçebilmelerini sağlayacaktır. 

7. Daha etkili bir Avrupa 112 acil servis numarası: Komisyon Avrupa acil servis numarası olan 112’ye daha fazla erişim sağlanmasını önermektedir. Servis sağlayıcıların tamamı – ki bunlara ‘IP tabanlı ses aktarımı’ sağlayıcıları da dâhildir – acil durum hizmetlerine erişim sağlamakla yükümlü olacaktır. Bu durum, kazalar ya da diğer acil konularda erişimi hızlandıracaktır. Bu konuda 23 Eylül 2008 tarihinde Avrupa Parlamentosu genel kurulunda AB Telekom Reform teklifleri oylamaya sunulacak ve 27 Kasım 2008 de toplanacak AB Telekom Bakanları konseyi tarafından değerlendirilecek. 

Yargıda e-Tebligat Dönemi Başlıyor

Yargının ağır işlemesinin en büyük nedenlerinden biri olarak gösterilen tebligat, artık Internet ortamında elektronik posta yoluyla gönderilecek. 

Adalet Bakanlığı tebligat kanununu değiştiriyor. Amaç yargılama sürecini hızlandırmak, zaman emek ve para kaybını ortadan kaldırmak. Yeni düzenlemeyle öncelikli olarak, adres tespitinde yaşanan sıkıntıların giderilmesi amacıyla merkezi adres kayıt sistemiyle tebligat kanunu arasında paralellik sağlanacak. Bu işlemler birlikte sürekli güncellenen adres kayıt sisteminden faydalanılarak, adresler daha kolay bulunacak. Bu yolla 10-15 tebligatla sonuç elde edilemeyen durumlar en fazla 2-3 tebligatla aşılacak.

Kanun tasarısının getirdiği en büyük yenilik ise elektronik tebligat. Hukuki ve idari işlemler hakkında ilgili kişileri bilgilendirmek amacıyla yapılan tebligat, artık eski usul posta yoluyla değil, elektronik posta yoluyla internet ortamında gönderilecek. e-tebligat isteğe bağlı olarak uygulanacak ve ilgili kişinin elektronik posta kutusuna ulaştığı tarihten itibaren üç gün sonra yapılmış sayılacak. 

Yeni düzenlemeyle ilanen tebligat da elektronik yolla yapılabilecek. İlgili kişiye ulaşılamaması durumunda gazete yoluyla uygulanan ilanen tebligat, elektronik ortamda da yapılacak. Bunun için sadece yargısal ilanların yayınlanacağı bir elektronik ortam oluşturulacak. Başta avukatlar olmak üzere herkes istediği anda, bu sisteme girerek kendisi ile ilgili ilanen tebligat yapılıp yapılmadığını öğrenebilecek.Tasarıyla Türk vatandaşlarına yurtdışında yapılacak tebligat usulü de basitleştiriliyor. Mahkemeler, Adalet Bakanlığı’nın aracılığı olmadan doğrudan ilgili temsilciliğe tebligat gönderebilecek.Adalet Bakanlığı’nın hazırladığı kanun tasarısı, ilgili kuruluşların görüşü alındıktan sonra yeni yasama döneminde Meclis Başkanlığı’na sunulacak.

Kaynak: CNN Türk

Flash’ta Animasyonları Tersine Çevirmek

Geçenlerde Adobe Flash CS3’te bir animasyon hazırlamıştım. Sonra animasyonun başlangıç hareketinin sonunda da tersten oynamasını istediler. Bu şekilde animasyon loop olarak bırakıldığında yani sürekli kendini tekrarladığında hoş bir bütünlük ortaya çıkacaktı.

Normalde tersine çevirmem istenen animasyon dönen ya da büyüyen bir şekil olsaydı hiç sorun olmayacaktı aynısının tersini el ile de yapabilirdim ancak komplike bir hareketi ters çevirmek biraz uğraştırıcıydı. Ben de yüce Google’ a sordum ancak aldığım cevaplar pek tatmin edici değildi. Ya bunu bir buton yardımıyla yaptırmaktan bahsediliyordu ya da script yazılması öneriliyordu. Fakat bu iş bu kadar zor olmamalıydı. Belki de ben bulamamışımdır.

Neyse… Baktım böyle olmayacak daldım Flash’ın menülerine sonunda kendi göbeğimi kendim kestim. Belki ilerde bazı arkadaşlara da lazım olur diye buraya yazıyorum.

İlk önce aşağıdaki resimdeki gibi tersine çevirmek istediğimiz animasyonun bulunduğu katmandaki (Layer) Frame’leri seçiyoruz.

 

İlgili fame’leri seçerken sondan başa doğru yani sağdan sola doğru seçerseniz işiniz daha kolay olacaktır. Çünkü diğer türlü seçim yapmak yerine frame alanlarını ilgili Layer üzerinde kaydırabilirsiniz. Bu da zaman aralığının bozulmasına neden olacaktır.

Daha sonra seçili Frame’lerin üzerinde sağ tuşa tıklıyoruz ve açılan menüden “Reverse Frames” seçeneğini seçiyoruz.

Eğer bu işlemi yapmadan önce ilgili katmanın bir kopyasını alırsanız ve işlemi bundan sonra yaparsanız elinizde animasyonun hem ters hem de düz hali olur.

Hepinize kolay gelsin.

Gençleri Bilişime Yönlendirmek

Türkiye, artan genç nüfusu ile  pek çok alanda olduğu gibi bilişim alanında da parlak bir gelecek vaat ediyor. Sahip olunan bu dinamizm doğru kanalize edildiği takdirde Türkiye’nin ileride bu alanda söz sahibi olan ülkelerden biri olması hiç de uzak bir ihtimal değil.

Her zaman yeniliklere daha açık olan genç nüfusun bu alanlara yönelik ilgilerinin canlı tutulması ve teşvik edilmesi sağlanabilirse; ülke geleceğine azımsanmayacak bir katkı yapılmış olur.

Aslında olanaklar temin edildiği takdirde gençlerin neler yapabileceklerine dair pek çok yeterli örnek gösterilebilir. Bunlardan en göz önünde olanı “Türkiye İşlemcisini Tasarlıyor” adlı yarışma… Görüldüğü gibi işlemci üretimi konusunda yarışma düzenleyebilecek seviyeye ulaşan Türkiye, bunların yanında yurt dışında gerek film ve gerek oyun üreten firmalarda çalışan bir sürü yetenekli gence sahip…

Bu tür örneklerin ve başarı hikayelerinin artması için bu alanda yetenekli ve istekli gençlerin teşvik edilmesi gerekiyor. Ayrıca okullarda bilgisayar ve bilişim ile ilgili derslere gereken önem verilmek suretiyle bu alanda potansiyel bir yeteneğe sahip olan öğrenciler saptanabilir. İlgili derslerin müfredatına, bilgisayarda yazı yazma ve resim yapma gibi konuların yanında web sayfası hazırlama veya basit bir programlama konularak konuyla ilgilenen öğrencilerin dikkati çekilebilir.

Bu gibi durumlarda başarı sağlamak için gençlerin merak unsuru daima canlı tutulabilmelidir. İşte bu noktada ailelere büyük bir sorumluluk düşüyor. Pek çok aile çocuğunun kullandığı bu tür teknolojilere yabancı olduğunda; söz konusu teknolojiyi tanımak veya onu öğrenmeye çalışmak yerine; önyargılı bir yaklaşım sergilemeyi tercih ediyor ve çocuklarını uzaklaştırmak istiyorlar. Oysa artık en basitinden bilgisayar başında geçirilen sürenin bir zaman kaybı ya da bilgisayar ile yapılan bütün işlemlerin oyun olduğu kanaatinin yıkılma zamanı geldi.

Diğer bir taraftan bilişim ve teknoloji ile uğraşmanın gençleri daha üretken, daha pratik ve daha  araştırmacı yaptığını anne ve babaların kabul etmesi gerekmektedir. Gençler Internet sayesinde aradıkları bilgiye ulaşmanın yolunu bir şekilde bulmayı başarabiliyorlar. İlk seferde erişmeye çalıştıkları kaynağa belli bir sebepten ötürü ulaşamasalar bile sonunda etrafından dolaşıp istediklerini elde edebiliyorlar.

Gençlerin içinde olan bu mücadele hırsı ve pes etmeme duygusunun en iyi şekilde değerlendirilebileceği alanlardan biridir bilişim… Günümüzün rekabetçi ortamında rakiplerle yarışabilmek için en çok ihtiyaç duyulan bu duygular yarışın galibi olma konusunda oldukça işe yarayacaklardır.

Bütün ailelerin çocuklarının başarılı olmasını istemelerine karşın pek çoğunun bilişim ile ilgili uğraşları zaman kaybı olarak görmeleri aslında çok üzücüdür.

Bu sorunun ortaya çıkmasının nedeni aslında yukarıda da bahsedildiği gibi ailelerinin çocuklarının kullandıkları teknolojiye yabancı olmasından dolayı kaynaklanıyor. Aileler hem zamanı yakalayarak, teknolojinin nimetlerinden faydalanmak hem de çocuklarını kötü niyetli kişiler ve uygunsuz içerikten koruyabilmek için bu teknolojiye yaklaşmalıdırlar.

Sözün kısası Türkiye, elindeki pozitif imkanları ile geleceğin bir numaralı bilişim ülkesi olabilir ancak bunu sağlayabilmek için gençlerin yanında ailelerin de yönlendirilmesi ve eğitilmesi gerekmektedir.