Browse Day

Kasım 26, 2008

Hedeflenen Bilgiye Erişebilmek

Eskiden herhangi bir konu ile ilgili bir araştırma yapılırken kullanılabilecek kaynaklar çok kısıtlıydı. Genelde kütüphaneler ziyaret edilir ve daha önce yazılmış ilgili literatür taranırdı. Eğer şans yaver giderse daha önce yapılmış araştırmalar ya da ilgili süreli yayınlar bulunabilirdi.

Bilgi kaynaklarının büyük bir çoğunluğu yazılı materyallerden oluşmaktaydı ve araştırmacı bu dokümanlara sahip değilse ancak kütüphaneye giderek temin edebiliyordu. O zamanlar için bilgiye ulaşmak ne kadar zor olsa da ulaşılan bilginin doğruluk yüzdesi çok yüksekti.

Günümüzde ilerleyen teknoloji ve yükselen yaşam standartlarının neticesinde artık isteneni bulmak neredeyse çocuk oyuncağı… ya da samanlıkta iğne mi aramak?

Her ne kadar bugünün imkanları bilgiye erişmek için engelleri ortadan kaldırsa da insanları yeni bir sorunla karşı karşıya kalmaktan alıkoyamıyor. Özellikle sanal alemde bir sürü bilgi yumağının arasında, hedeflenen verileri elde edebilmek her geçen gün biraz daha zorlaşıyor. Bunun en büyük nedenlerinden biri sanal ortamdaki bilgilerin çoğunun belli bir denetimden geçmeden web sayfalarında yayınlanabiliyor olması… Bu şekilde bilginin ne kadar doğru ve güvenilir olduğu kullanıcılar tarafından kolay kolay kestirilemiyor. Sonuçta en doğru bilgiye ulaşmak için en mantıklı yol, yapılan araştırmada resmi ve akademik web sayfalarına yönelmek olarak görülüyor. Araştırmanın böyle kısıtlı alanlarda sürdürülmesinin sonucunda aslında kaynak sayısının çokluğuna ve bilgiye erişimin kolaylaşmasına rağmen yine de doğru sonuca ulaşmak için konforda pek fazla bir ilerleme olmadığı gerçeği ortaya çıkıyor.

Bilgi ve bilgi kaynakları ne kadar artarsa artsın ihtiyaç duyulanı elde edebilmek de bir o kadar güçleşiyor. Üstelik sorun sadece güvenilir bilgiye ulaşabilmekle de sınırlı kalmıyor.

Artık kaynakların çoğalması beraberinde aşırı bilgiyi de getiriyor. Kullanıcılar genelde aradıklarından çok daha fazla bilgiyle karşılaşıyorlar ve bu kalabalıktan ihtiyaçlarını karşılayacak kadarını ayıklamak zorunda kalıyorlar. Eskiden bilgiyi aramakla geçirilen zaman şimdi de bilgiyi ayıklamakla geçiriliyor.

Bütün bu karmaşanın ortaya çıkmasındaki en büyük etkenlerden biri sanal ortamda sunulan bilgilerin ne yazık ki denetlenemiyor olmasından kaynaklanıyor. Toplumda giderek artan bilgisayar okur-yazarlığı sayesinde pek çok kişi artık bir web sayfasının nasıl hazırlanabileceğini biliyor ya da en azından toplumun büyük kesimi Internet’i kullanabiliyor.

Her geçen gün yeni bir web sayfası sanal alemde yerini alıyor. Bu sayfaların azımsanmayacak kadarı maalesef sadece bilgi kirliliği yaratmaktan öteye gidemiyorlar. Bu tür sitelerin çoğu içeriklerin sağdan solda toplamak yoluna gittikleri için Internet üzerinde aynı içeriğe sahip onlarca site ile karşılaşmak olası…

İçeriklerini başka kaynaklardan alıntı yaparak oluşturan sitelerin bazıları telif haklarını da hiç düşünmeden göz ardı edebiliyorlar. Bazı yazı veya eserler, sahipleri tarafından serbest dağıtımına izin verilmiş olsa da diğer eserler için böyle bir durum söz konusu olmadığı halde yine de pek çok site bu tür yazıları barındırmakta bir sakınca görmüyor.

Telif hakları bir kenara bırakılacak olursa; bu şekilde aynı içeriğe sahip olan pek çok site, yapılan arama sorgusunda kullanıcının karşısına geldiğinde ortaya hiç de hoş olmayan bir durum çıkmaktadır. Her tıklanan sonuçta aynı içeriği gören kullanıcı, farklı bir içeriğe erişebilmek için fazladan zaman kaybına uğramaktadır.

Diğer bir sorun da dinamik içerikli web sayfalarından kaynaklanmaktadır. Bu şekil sayfalarda kullanıcıların da içeriğe katkıda bulunmalarına izin verilir. İnsanlar yerine göre siteye resim, yazı ya da video gibi içerikler ekleyebilmektedir. Burada da şimdilik telif hakkı meselesi bir kenara bırakılacak olursa eklenen içeriğin doğruluğu bir sorun oluşturmaktadır. İçeriği ekleyen kişi konu hakkında acaba ne derece bilgiye sahiptir ya da bilgi kendisine mi aittir yoksa bir yerden kopyalamıştır?

Öyle görünüyor ki teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin; insanoğlu ne kadar kolay şartlara kavuşursa kavuşsun; bilgiye özellikle hedeflenen doğru bilgiye ulaşmak her zaman bir çaba harcamayı gerektirecek gibi görünüyor. Belki de olması gereken budur. İnsanoğlu zahmetsizce elde ettiğinin kıymetini her zaman yeterince takdir edemediği için bütün insanlık tarihi boyunca değerli bilgiyi elde edebilmek bir emek harcamayı gerektirecektir.