Geocities İnternet Tarihinde Yerini Aldı

İlk web sayfamı yapmamı sağlayan servis Geocities kapandı.

Gerçekten de bende bu servisin önemli bir yeri vardı. Web sayfası yapmayı geocities ile öğrendim diyebilirim. Deneme tahtamdı. Zamanla sosyal ağlara ve bloglara yenik düşünce zamanında büyük paralara satın aldığı bu servisi kapattı Yahoo…

1999’da ücretsiz hosting bulmak bugünkü kadar kolay değildi. Kısıtlı alanlar ve bant genişliği, kocaman reklamlar ve sizi canınızdan bezdiren servis aksamaları kopmalar vs… Geocities o dönemde ilaç gibi gelmişti. Üstelik sadece sağ üst köşede minicik bir reklamla. Eğer isterse kullanıcı o reklamı da kapatabiliyordu. İşte böyle kendine hayran bıraktı bizi Geocities.

Günümüzdeki gelişmelere ayak uyduramayınca bugünden itibaren kapatıldı. Artık bu servise erişilemeycek ama ben ve benim gibi bu işlere bu servisle başlayanlar tarafından da unutulmayacak.

Hoşçakal Geocities ve sayende öğrendiğimiz herşey için de teşekkürler.
geocities

2009 Yılının e-Devlet Hedefleri

Türkiye 2009 yılında e-devlet projeleri açısından sürüm artırma ve yenileme süreçlerinde oldukça hareketli bir dönem geçirdi. 2008 yılında ilk adımı atılan ancak yansımaları 2009 yılında görülen e-Devlet Kapısı Türkiye’nin uzun yıllardır beklediği bir ihtiyacı karşılamış oldu. Henüz beklendiği kadar vatandaştan ilgi göremeyen e-Devlet Kapısı hizmetlerin artırılması ve doğru tanıtımlarla önümüzdeki yıllara daha güçlü girmesi bekleniyor. 2009 yılının diğer e-Devlet projeleri ise Sosyal Yardım Bilgi Sistemi, Milli Savunma Bakanlığı Bilgi Sistemi bünyesinde sunulan e-Seferberlik, e-Askerlik sistemi oldu.
e-Devlet Kapısı
2008 Aralık ayında hizmete giren e-Devlet Kapısı 2009 itibariyle en önemli e-Devlet projelerinin başında yer aldı. Türkiye’de uzun yıllardır hizmete girmesi beklenen e-Devlet Kapısı’na vatandaş 2009 yılı itibariyle aktif olarak ulaşmaya başlamış oldu. e-devlet Kapısı 18 Aralık 2008 tarihinde Türksat’ın koordinasyon ve çalışmalarıyla 21 hizmetle başladığı yoluna bugün itibariyle 50’ye yakın hizmetle devam ediyor.
PTT tarafından 27 bine yakın e-Devlet Kapısı kullanıcı şifresi dağıtılan projede vatandaşlar tek bir merkezden 23 farklı başlık altında 50’ye yakın hizmetten faydalanabiliyor. Vatandaşlar PTT tarafından dağıtılan şifre ve kullanıcı adlarının yanı sıra e-imza ve m-imza ile de sistemden faydalanabiliyor. Son olarak hizmete alınan alınan ALO 160 çağrı merkezi ile de vatandaşlar e-Devlet Kapısı ile ilgili işlemlere ve bilgilendirmeye ulaşabiliyor..
Vatandaşlara sunulan e-devlet hizmetlerinin tek bir kapı altında toplanması, tek noktadan hizmetlere erişilebilmesi, verinin ve erişimin güvenliği temel amaçları arasında yer alan e-Devlet Kapısı vatandaşa daha rahat bir sistem sunmak ve dağınık haldeki e-devlet hizmetleri yerine tek bir erişim noktası uygulama kolaylığı sağlıyor.
SOYBİS
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü tarafından 6 aylık bir çalışma sonucunda gerçekleştirilen Sosyal Yardım Bilgi Sistemi (SOYBİS) sosyal yardım başvurusu yapan vatandaşların muhtaçlıklarını ve kişisel verilerini merkezi veritabanından temin etme, tespit etme ve mükerrer yardımların önlenmesine yönelik olarak  kurumlar arası veri paylaşımını sağlamak amacıyla hayata geçirildi.
SOYBİS hayata geçirilmeden önce, sosyal yardım başvurusu yapan kişilerin muhtaçlığının belgelenmesi için vatandaşların söz konusu kamu kurumlarını ya tek tek dolaşması ya da  “Tek Adımda Hizmet Ofisleri”ni kullanması gerekiyordu. Mükerrer yardım alınmaması için de kurumlar arası yazışmaların yapılması bekleniyordu. SOYBİS ile birlikte aylık olarak 1 milyon evrak dolaşımı ortadan kaldırılmış ve vatandaşların cebinden çıkan 2 milyon TL yol masraflarının da önüne geçilmiş olacak. Ortalama başvuru süresi  3 ila 15 gün arasında olan zaman dilimi de SOYBİS sayesinde birkaç dakikaya indirilmiş olacak.
SOYBİS’in hizmete sunulmasıyla birlikte; yardım başvurusu yapan vatandaşların muhtaçlıkları merkezi veritabanları kullanılarak devlet tarafından yapılmakta ve vatandaşların muhtaçlıklarını ispat etme külfeti ortadan kaldırılmış olacak. Yardıma muhtaç vatandaşların tek tek kamu kurumlarını dolaşarak evrak toplamasının önüne geçilerek, nüfus kimlik bilgileriyle gerekli uygunluk belirlenmiş olacak. Yardıma muhtaç vatandaşların yardıma erişim süreci kısaltılarak gerçek ihtiyaç sahiplerine kısa sürede ulaşılabilecek ve mükerrer yardım verilmesinin önüne geçilecek. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü ve İlgili vakıfların iş yükü azaltılması sağlanacak. Kamu kurumları arasında yapılan yazışmaların önüne geçilerek hem bürokrasi en aza indirilecek hem de kamu kaynaklarının etkin kullanılması sağlanacak. Veri madenciliği çalışmaları sayesinde etkin sosyal yardım politikaları geliştirilmesinin önü açılacak.
e-Askerlik e-Seferberlik
Milli Savunma Bakanlığı 5 Ağustos 2009 tarihinde açılışını gerçekleştirdiği Milli Savunma Bakanlığı Bilgi Sistemi ile e-Devlet Kapısı üzerinden ve MSB web sayfası üzerinden seferberlik ve askere alma işlemlerini elektronik ortamda gerçekleştirebilecek.
Milli Savunma Bakanlığı asker alma, seferberlik, personel, maaş ve evrak yönetim faaliyetlerinin; MSB karargahının yanı sıra tüm Türkiye’ye yayılmış olan 20 Asker Alma Bölge Başkanlığı, 528 Askerlik Şubesi ve diğer tüm MSB bağlı taşra teşkilatı kuruluşlarda, güvenli bir geniş alan ağı üzerinde otomasyonunu sağlayacak Altay yazılım tarafından geliştirilen yazılım; TÜBİTAK tarafından geliştirilen PARDUS işletim sistemi üzerinden çalışacak. Yürürlükte bulunan mevzuat çerçevesinde, başta MERNİS olmak üzere, ilgili bütün kamu kurum ve kuruluşları, Genelkurmay Başkanlığı ve Kuvvet Komutanlıklarıyla bütünleştirilmesi sağlanmış olan MBS bu kuruluşlarla veri alışverişini internet ya da TSK-Ağı üzerinden gerçekleştirebilecek.
VEDOP-3 ile Vergi Daireleri 7/24 Çevrimiçi
2000 yılında başlayan ve vergi dairelerinin web tabanlı çevrimiçi çalışmasını sağlamak amacıyla hazırlanan Vergi Daireleri Otomasyon Projesi 2009  itibariyle Türkiye genelinde 448 vergi dairesi ile 585 mal müdürlüğü gelir servisi yeniden yapılandırılarak otomasyona geçti.
VEDOP-3 projesiyle birlikte çevrimiçi olarak hizmet verecek olan vergi daireleri
e-tahsilat ile vergi ceza ve gecikme zamlarını, elektronik ortamda tahsil edebilecek.
Mükellef cari hesap uygulaması ile mükelleflerin vergi borç ve alacakları banka hesaplarında görülebilecek.
e-haciz uygulaması ile devlet vadesi geçen vergi alacaklarının tahsili için  elektronik ortamda haciz işlemi gerçekleştirilebilecek.
Pilot uygulaması devam eden e-fatura sisteminde belgelerin elektronik ortamda düzenlenmesi sağlanacak.
Bütün veriler aynı anda arşive de yüklenecek. Güncel olmayan veriler burada depolanacak. (Otomatik Arşiv Sistemi)
Dokümantasyon yönetimi ve iş akış sisteminin internet ortamına alınmasıyla tüm yazışmalar elektronik ortamda yapılacak.
VEDOP-3 ile birlikte bilgi işlem merkezindeki “LOG Kayıt Sistemi” güçlendirilecek. Yeni sistemde sorgulama yapanlar ve yapılanlar, anında sistemde görülecek.
Proje kapsamında e-imza ve m-imza uygulaması da devreye girecek. Böylece bütün işlemler internet üzerinden gerçekleştirilebilecek. VEDOP-3 projesinin hayata geçirilmesinden sonra defter ve belgelerin elektronik ortamda tutulması uygulaması başlatılacak.
Uygulama ile vergi dairelerinin 24 saat  365 gün hizmet vermeleri sağlanarak internet vergi dairesinin işlevi daha etkin hale getirilecek.
SGK Projeleri Aralıksız Devam Ediyor
SGK son yıllarda gerçekleştirdiği projelerle dikkatleri üzerine çekiyor. Türkiye’de neredeyse tüm vatandaşları kapsayan sosyal güvenlik uygulamaları ile en kapsamlı projeleri gerçekleştiren SGK 2009 yılında uygulamaya aldığı Eczane Provizyon Sistemi ve Medula V3 ile e-Devlet süreçlerini hızla hayata geçirmeye devam etti.
Medula V3 ile hasta başvuru numarası hayata geçirilmiş oldu. Artık hastalar herhangi bir sağlık kurumunda görmüş olduğu tüm branşlardaki hizmetler tek bir başvuru numarası ile takip edilebilmekte ve süreçlerin geçişinde bir önceki alınan takip numarası Medulaya gönderilerek yeni bir takip numarası sağlanabiliyor.
Eczane Provizyon Sistemi 22 bin 700 sözleşmeli eczane tarafından kullanılan ve günlük 1 milyon 250 bin reçete girişi yapılan bir sistem. Bu sistem ile sosyal sağlık hak sahiplerinin yanı sıra 9 milyon 300  bin Yeşil Kart sahibinin de reçete takipleri yapılabiliyor. Medula V3 ile bütünleştirilmesi tamamlanan Eczane Provizyon Sistemi böylece yeni gelişen yazılım teknolojilerine ayak uydurabilecek ve kullanıcılara daha kapsamlı hizmetler sunabilecek.
Pardus e-Devlet Projelerinde Etkinliğini Artırıyor
SGK 20 bin ince istemcili bilgisayarını 2010 yılı içerisinde Pardus’a geçireceğini duyurmasının ardından Milli Savunma Bakanlığı, MSB Bilgi Sistemi’ni Türkiye genelinde ilk uygulayan kurum olduğunu açıkladı. Böylece Pardus, e-Devlet uygulamalarında bundan sonraki dönemde daha etkin olacağının sinyallerini vermiş oldu. Özellikle ince istemcili bilgisayarlarda kamu tasarrufunun sağlanması amacıyla Pardus öncelikli tercihler arasına girmiş olacak.
BTK Numara Taşınabilirliği Sistemi
Kasım 2008 yılında hayata geçirilen Mobil Numara Taşınabilirliği Sistemi dünyadaki örneklerine kıyasla başarılı bir performans gerçekleştirdi. 532, 542, 505 gibi operatör kodu da değişmeyecek şekilde abonenin 05XX XXXXXXX 10 haneli numarasını değiştirmeden hizmet aldığı operatörü değiştirebilmesini sağlayan Mobil Numara Taşınabilirliği Sistemi 10 Eylül 2009’dan itibaren sabit hatlarda da hizmet vermeye başlayacak. Sektörde etkin rekabetin sağlanması açısından önemli bir uygulama olan numara taşınabilirliği aynı zamanda abonelerin; istediği işletmeciden hizmet almasını kolaylaştırıyor.
,
İşletmeci değişikliği nedeni ile zorunlu numara değişiklikleri dolayısıyla oluşan masrafları, ulaşılamama sorununu vb. ortadan kaldırılması, abone tutmak adına işletmecilerin gerek hizmet çeşitliliği ve kalitesi, gerekse tarife açısından tüketici yararına uygulamaları artırmasını teşvik etmesini de sağlıyor.BTK tarafından hazırlanan sistem henüz numara taşınabilirliği olmayan ülkeler tarafından da yakından izleniyor.
UYAP SMS Bilgi Sistemi
2008 yılında başlayan ve 2009 yılında da genişleyerek devam eden UYAP SMS Bilgi Sistemi e-Devlet projelerinden m-devlet uygulamalarına geçen ilk projelerden birisi oldu. Ulusal Yargı Ağı Projesi’nin (UYAP) mobil ayağını teşkil eden UYAP SMS Bilgi Sistemi’yle avukatlar ve vatandaşlar, dava açılması, icra takibi başlatılması, duruşma tarihi gibi bilgileri adliyeye gitmeden cep telefonlarına gönderilen kısa mesajlarla öğrenebiliyor.Bütün vatandaşlara açık olan sistem sayesinde standart SMS tarifesi üzerinden 7 SMS/14 kontör ücret karşılığında dava bilgileri, dosya aşamaları öğrenilebiliyor.
UYAP SMS Bilgi Sistemi; mahkemeler, cumhuriyet savcılıkları ve icra daireleri gibi adli birimlerce gerçekleştirilen ve taraflara iletilmesi gereken bilgi, veri ve duyuruların GSM operatörleri aracılığıyla avukatlara ve ilgili kişilere SMS yolu ile sunulmasını amaçlıyor.
Orman Yangın Yönetim Sistemi
Son yıllarda başarılı çalışmalarına bilgi teknolojileri yatırımlarını da ekleyerek orman yangınlarındaki etkin mücadeleyi daha da artırmayı hedefleyen Orman Genel Müdürlüğü geçtiğimiz yıl başlattığı Orman Yangın Yönetim Sistemi’ni bu yıl gerek mobil uygulamalarıyla gerekse altyapı yatırımlarıyla genişletmeye devam ediyor.
OGM Orman Yangın Yönetim Sistemi ile tüm taşra ve merkez teşkilatlarını komuta kontrol merkezinden yönetip yönlendirme kabiliyetine ulaşmış oldu. Yangın sahasında yer alan görevli, iş makinesi, helikopter ve uçakların takipleri koordinasyonunun sağlanması amaçlanan projede bu sayede yangınlarla daha etkin bir mücadele sağlanabiliyor.
Projenin 2. etabını da bu yıl sonuna kadar tamamlamayı hedefleyen OGM, coğrafi bilgi sistemlerine yönelik orman Bilgi Sistemi (ORBİS) çalışmalarını da sürdürüyor.
Coğrafi Bilgi Sistemleri Teknolojisinin (CBS) Orman Genel Müdürlüğü’nde yer almasının kuruma çok önemli yetenekler kazandıracağından hareketle OGM bünyesinde; ulusal ve uluslar arası kriterler dikkate alınarak bütün ormancılık faaliyetlerini içeren bir orman bilgi sisteminin oluşturulması çalışmaları da devam ediyor.
Orman Bilgi Sistemi; orman sınırları, vejetasyon toprak analizi, erozyon, kamu ve özel mülkiyet alanları, üretim alanları, eğitim, su kaynakları, yangın ve hastalıkları önlemeye yönelik veriler gibi pek çok bilginin yorumlanması sırasında doğru kararlar vermek için önemli bir uygulama olacak.
Orman Bilgi Sistemi ile; Orman Genel Müdürlüğü Envanterinde bulunan çok farklı nitelikteki coğrafi verileri, gelişmiş CBS teknolojileri ile yapılandırmak, depolamak, uygun yönetmek, paylaşımlı kullanıma sunmak ve hızlı karar verilmesini sağlamak hedefleniyor. Bu doğrultuda; ormancılığa ait temel verileri kapsayacak şekilde ana katmanlar belirlenerek bu katmanlara ait katman yapıları çizim standartları ve kullanılacak kodlar hazırlanarak tüm birimleri kapsayacak şekilde sayısal ortama aktarılıyor.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Tüketici Portalı
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen ve geçtiğimiz yıl Türkiye’nin e-imza süreçlerinin karşılıklı olarak yapıldığı ilk projesi “Garanti Belgesi ve Satış Sonrası Hizmetleri Yeterlilik Belgesinde e-İmza ve e-Belge Uygulaması”nın ardından Tüketici Portalı’da 2009’da hazır olacak.
Tüketicilerin sorumluluklarının neler olduğunu, haklarının nasıl arayacaklarının, ilgili kanun ve mevzuatlarının yer aldığı www.tuketici.gov.tr adresiyle e-devlet projelerinde vatandaş odaklılık ön plana çıkıyor.
BTHABER

Bu Haber BThaber’den alınmıştır.

Kamu tarafında 2009 yılında yeni birçok proje hayata geçirildi. Öte yandan 2008 yılında başlayan projeler de içinde bulunduğumuz yıl içinde devam ettirildi.

Türkiye 2009 yılında e-devlet projeleri açısından sürüm artırma ve yenileme süreçlerinde oldukça hareketli bir dönem geçirdi. 2008 yılında ilk adımı atılan ancak yansımaları 2009 yılında görülen e-Devlet Kapısı Türkiye’nin uzun yıllardır beklediği bir ihtiyacı karşılamış oldu. Henüz beklendiği kadar vatandaştan ilgi göremeyen e-Devlet Kapısı hizmetlerin artırılması ve doğru tanıtımlarla önümüzdeki yıllara daha güçlü girmesi bekleniyor. 2009 yılının diğer e-Devlet projeleri ise Sosyal Yardım Bilgi Sistemi, Milli Savunma Bakanlığı Bilgi Sistemi bünyesinde sunulan e-Seferberlik, e-Askerlik sistemi oldu.

e-Devlet Kapısı

2008 Aralık ayında hizmete giren e-Devlet Kapısı 2009 itibariyle en önemli e-Devlet projelerinin başında yer aldı. Türkiye’de uzun yıllardır hizmete girmesi beklenen e-Devlet Kapısı’na vatandaş 2009 yılı itibariyle aktif olarak ulaşmaya başlamış oldu. e-devlet Kapısı 18 Aralık 2008 tarihinde Türksat’ın koordinasyon ve çalışmalarıyla 21 hizmetle başladığı yoluna bugün itibariyle 50’ye yakın hizmetle devam ediyor.

PTT tarafından 27 bine yakın e-Devlet Kapısı kullanıcı şifresi dağıtılan projede vatandaşlar tek bir merkezden 23 farklı başlık altında 50’ye yakın hizmetten faydalanabiliyor. Vatandaşlar PTT tarafından dağıtılan şifre ve kullanıcı adlarının yanı sıra e-imza ve m-imza ile de sistemden faydalanabiliyor. Son olarak hizmete alınan alınan ALO 160 çağrı merkezi ile de vatandaşlar e-Devlet Kapısı ile ilgili işlemlere ve bilgilendirmeye ulaşabiliyor..

Vatandaşlara sunulan e-devlet hizmetlerinin tek bir kapı altında toplanması, tek noktadan hizmetlere erişilebilmesi, verinin ve erişimin güvenliği temel amaçları arasında yer alan e-Devlet Kapısı vatandaşa daha rahat bir sistem sunmak ve dağınık haldeki e-devlet hizmetleri yerine tek bir erişim noktası uygulama kolaylığı sağlıyor.

SOYBİS

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü tarafından 6 aylık bir çalışma sonucunda gerçekleştirilen Sosyal Yardım Bilgi Sistemi (SOYBİS) sosyal yardım başvurusu yapan vatandaşların muhtaçlıklarını ve kişisel verilerini merkezi veritabanından temin etme, tespit etme ve mükerrer yardımların önlenmesine yönelik olarak  kurumlar arası veri paylaşımını sağlamak amacıyla hayata geçirildi.

SOYBİS hayata geçirilmeden önce, sosyal yardım başvurusu yapan kişilerin muhtaçlığının belgelenmesi için vatandaşların söz konusu kamu kurumlarını ya tek tek dolaşması ya da  “Tek Adımda Hizmet Ofisleri”ni kullanması gerekiyordu. Mükerrer yardım alınmaması için de kurumlar arası yazışmaların yapılması bekleniyordu. SOYBİS ile birlikte aylık olarak 1 milyon evrak dolaşımı ortadan kaldırılmış ve vatandaşların cebinden çıkan 2 milyon TL yol masraflarının da önüne geçilmiş olacak. Ortalama başvuru süresi  3 ila 15 gün arasında olan zaman dilimi de SOYBİS sayesinde birkaç dakikaya indirilmiş olacak.

SOYBİS’in hizmete sunulmasıyla birlikte; yardım başvurusu yapan vatandaşların muhtaçlıkları merkezi veritabanları kullanılarak devlet tarafından yapılmakta ve vatandaşların muhtaçlıklarını ispat etme külfeti ortadan kaldırılmış olacak. Yardıma muhtaç vatandaşların tek tek kamu kurumlarını dolaşarak evrak toplamasının önüne geçilerek, nüfus kimlik bilgileriyle gerekli uygunluk belirlenmiş olacak. Yardıma muhtaç vatandaşların yardıma erişim süreci kısaltılarak gerçek ihtiyaç sahiplerine kısa sürede ulaşılabilecek ve mükerrer yardım verilmesinin önüne geçilecek. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü ve İlgili vakıfların iş yükü azaltılması sağlanacak. Kamu kurumları arasında yapılan yazışmaların önüne geçilerek hem bürokrasi en aza indirilecek hem de kamu kaynaklarının etkin kullanılması sağlanacak. Veri madenciliği çalışmaları sayesinde etkin sosyal yardım politikaları geliştirilmesinin önü açılacak.

e-Askerlik e-Seferberlik

Milli Savunma Bakanlığı 5 Ağustos 2009 tarihinde açılışını gerçekleştirdiği Milli Savunma Bakanlığı Bilgi Sistemi ile e-Devlet Kapısı üzerinden ve MSB web sayfası üzerinden seferberlik ve askere alma işlemlerini elektronik ortamda gerçekleştirebilecek.

Milli Savunma Bakanlığı asker alma, seferberlik, personel, maaş ve evrak yönetim faaliyetlerinin; MSB karargahının yanı sıra tüm Türkiye’ye yayılmış olan 20 Asker Alma Bölge Başkanlığı, 528 Askerlik Şubesi ve diğer tüm MSB bağlı taşra teşkilatı kuruluşlarda, güvenli bir geniş alan ağı üzerinde otomasyonunu sağlayacak Altay yazılım tarafından geliştirilen yazılım; TÜBİTAK tarafından geliştirilen PARDUS işletim sistemi üzerinden çalışacak. Yürürlükte bulunan mevzuat çerçevesinde, başta MERNİS olmak üzere, ilgili bütün kamu kurum ve kuruluşları, Genelkurmay Başkanlığı ve Kuvvet Komutanlıklarıyla bütünleştirilmesi sağlanmış olan MBS bu kuruluşlarla veri alışverişini internet ya da TSK-Ağı üzerinden gerçekleştirebilecek.

msb

VEDOP-3 ile Vergi Daireleri 7/24 Çevrimiçi

2000 yılında başlayan ve vergi dairelerinin web tabanlı çevrimiçi çalışmasını sağlamak amacıyla hazırlanan Vergi Daireleri Otomasyon Projesi 2009  itibariyle Türkiye genelinde 448 vergi dairesi ile 585 mal müdürlüğü gelir servisi yeniden yapılandırılarak otomasyona geçti.

VEDOP-3 projesiyle birlikte çevrimiçi olarak hizmet verecek olan vergi daireleri:

  • e-tahsilat ile vergi ceza ve gecikme zamlarını, elektronik ortamda tahsil edebilecek.
  • Mükellef cari hesap uygulaması ile mükelleflerin vergi borç ve alacakları banka hesaplarında görülebilecek.
  • e-haciz uygulaması ile devlet vadesi geçen vergi alacaklarının tahsili için  elektronik ortamda haciz işlemi gerçekleştirilebilecek.
  • Pilot uygulaması devam eden e-fatura sisteminde belgelerin elektronik ortamda düzenlenmesi sağlanacak.
  • Bütün veriler aynı anda arşive de yüklenecek. Güncel olmayan veriler burada depolanacak. (Otomatik Arşiv Sistemi)
  • Dokümantasyon yönetimi ve iş akış sisteminin internet ortamına alınmasıyla tüm yazışmalar elektronik ortamda yapılacak.
  • VEDOP-3 ile birlikte bilgi işlem merkezindeki “LOG Kayıt Sistemi” güçlendirilecek. Yeni sistemde sorgulama yapanlar ve yapılanlar, anında sistemde görülecek.
  • Proje kapsamında e-imza ve m-imza uygulaması da devreye girecek. Böylece bütün işlemler internet üzerinden gerçekleştirilebilecek. VEDOP-3 projesinin hayata geçirilmesinden sonra defter ve belgelerin elektronik ortamda tutulması uygulaması başlatılacak.
  • Uygulama ile vergi dairelerinin 24 saat  365 gün hizmet vermeleri sağlanarak internet vergi dairesinin işlevi daha etkin hale getirilecek.

SGK Projeleri Aralıksız Devam Ediyor

Photoshop’ta “Licensing for this product has stopped working” Hatasının Çözümü

Geçenlerde başlıktaki hatayı aldım ve Google sayesinde çözümü buldum ancak çözümler genelde Windows XP kurulu sistemler içindi. Aslında temelde bir fark yok sadece benim gibi Vista kurulu bir bilgisayarda çalışıyorsanız denetim masasında aradığınız öğenin ismi farklı olabilir. O yüzden ben burada XP ve sonrası sistemlerin hepsi için geçerli olan ve daha kestirme bir yolla çözümü açıklamaya çalışacağım.

İlk önce “Çalıştır“ı açıyoruz. Bunu yapmak için Başlat menüsünde Çalıştır‘a tıklayabilir ya da direk Windows+R tuş kombinasyonunu kullanabilirsiniz.

Çalıştır açılduktan sonra ilgili alana services.msc yazıyoruz ve Enter tuşuna basıyoruz. İsterseniz Tamam butonuna da tıklayabilirsiniz.

run

Daha sonra karşımıza aşağıdaki resimdeki gibi servislerin sıralandığı pencere gelecek.

services

Şimdi bundan sonrasında eğer çok deneyimli bir kullanıcı değilseniz sadece yazdıklarımı yapın diğer servisleri kurcalamayın.

Buradaki alfabetik sıradan FLEXnet Licensing Service isimli hizmeti buluyoruz.

flex

Yukarıdaki resimdeki gibi söz konusu hizmetin durumuna ve başlangıç türüne bakıyoruz. Normal şartlarda durum kısmında başladı ve başlangıç türünde de elle yazması gerekiyor. Eğer sizinkinde yine de böyle olsa bile sonraki adımlara devam edin.

Hizmetin üzerine çift tıklıyoruz ve aşağıdaki dailog kutusunun açıldığını görüyoruz.

dialog

Resimdeki gibi eğer başlangıç türü değişmişse yeniden Elle olarak ayarlıyoruz ve Başlat butonuna tıklıyoruz. Eğer başlangıç türü sizde zaten Elle ise ve Başlat düğmesi de tıklanamıyor ise hizmet başlamış ancak düzgün çalışmıyor demektir. Bu durumda önce Durdur butonuna basarak hizmeti durdurun ardından Başlat butonuna basarak hizmeti yeniden başlatın. Sonra Uygula ve Tamam düğmelerine basarak hizmetler penceresini de kapatın. Artık başka bir sorun yoksa Photoshop düzgün bir şekilde açılacaktır.

Sitem Websense’e Yakalanmış

Uzun zamandır siteye bakamıyorum. Giderek yazdığım yazıların sayıları azalıyor ama bunun nedenini sırf tembelliğime bağlayamam. Çünkü artık eskisinden de yoğun çalışıyorum. Bir de yüksek lisansa başladım.Artık ödevleri yetiştirme derdinden gözüm başka şeyleri göremiyor.

Lafı uzatmadan konuya gireyim. Yukarıda söylediğim gibi belki yazı yazamıyorum ama sitenin bakımı ile uğraşıyorum. Geçenlerde birkaç gereksiz gördüğüm eklentiyi kaldırdım ve yorum kısmına CAPTCHA ekledim. Belki yorum göndermek isteyenler açısından sıkıntı yaratabilecek bir durum ama inanın başka çarem kalmadı siteye bir sürü spam yorum geliyordu.

Bunlarla uğraşırken bazı işleri işyerinden yürütürüm diye yarım bırakmıştım. İş bilgisayarından sayfayı açınca daha doğrusu açmaya çalışınca şok oldum. Sitem, işyerimde ve daha bir çok işyerinde kullanılan; işini başarıyla yapan ama son derece de paranoyak olan websense’e takılmış. Websens, çeşitli filtreler uygulayarak ve veritabanındaki kategorilere göre siteleri sınıflayan ve gerekli gördüğünde erişimi engelleyen bir web proxy çözümü. Çok başarılı bir çalışma sistemi var ama paranoyak. Yapay zekası bile var aşılması çok zor ama imkansız değil. Fakat burada anlatamam çünkü biz de kullanıyoruz milletin öğrenmesini istemem.

Neyse arkadaşlar siteyi eğitim kategorisine taşıdık ve artık açılıyor. İşin komik tarafı ise sitenin banlanma gerekçesi. Site cinsel öğeler içeriyormuş. Yani sex içerikliymiş. Tövbe tövbe. Websense resimlerdeki ten renklerini algıılayarak bile işlem yapabiliyor ama zaten sitemde böyle bir durum yok. Büyük ihtimalle sitede yayınlanan reklamlardan kıl kaptı. E ne diyeyim websense Allah seni davul etsin

Elektronik İhalede ilk Etap Başlıyor

Bilgi: Aşağıda okuyacağınız haberi daha önce bilgisayarıma kopyalamıştım ve şimdi kaynağını hatırlayamıyorum. Bu nedenle haber kaynağından özür diliyorum.

Kamu ihalelerinin elektronik ortamda yapılmasını öngören e-ihale süreci, yıl sonuna kadar tıbbi cihazlar ve sarf malzemeleri alanında başlatılıyor. Tüm sektörleri kapsayan ikinci adım ise 2010 yılı sonunda atılacak.

Kamu İhale Kurumu adına bir yetkili, Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Aralık 2008’de yapılan değişiklikle elektronik ihale çalışmalarının ivme kazandığını belirterek, altyapıyı hazırlamaya yönelik çalışmaların büyük ölçüde tamamlandığını söyledi.

İhale için gereken belgelerin elektronik ortamda sağlanabilmesi için tüm ilgili kurumlarla işbirliği protokolleri imzalanması gerektiğini kaydeden yetkili, vergi borcu için Gelir İdaresi Başkanlığı, sigorta borcu için Sosyal Güvenlik Kurumu, nüfus bilgileri için MERNİS, geçici teminat mektubu için Türk Bankalar Birliği ve Türk Katılım Bankaları Birliği, idare kayıtları için Muhasebat Genel Müdürlüğü, e-devlet kapısı için TÜRKSAT ve satın alma kalemleri için Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Ulusal Bilgi Bankası ile entegrasyon halinde olduklarını kaydetti.

Elektronik ihaleye geçiş sürecinde iki aşama öngördüklerini belirten yetkili, ”tıbbi cihaz ve sarf malzemeleri” alanında altyapıyı 2009 yılı sonuna kadar bitireceklerini söyledi. yetkili, 2010 yılı sonunda da tüm sektörlere yönelik altyapının tamamlanmış olacağını dile getirdi.

E-ihalenin uygulanabilmesi için sistemden yararlanacak kurumların da altyapılarını hazırlaması gerektiğini anlatan yetkili, teknik altyapı için ”sadece elektronik ortamda Kuruma ulaşmalarının yeterli olduğunu”, ancak sistemi kullanacak personelin eğitiminin daha fazla önem taşıdığını kaydetti. Gül, kurumlara yönelik eğitim programına da yakında başlayacaklarını belirtti.

kik

Yetkili, tıbbi malzemelerle ilgili bir dönem pilot uygulama yapıldığının anımsatılarak, sürece yönelik soru sorulması üzerine, ”O dönemde henüz mevzuatımız elektronik ortamda teklif verilmesine müsaade etmiyordu, o aşamaya ancak 5 Aralık’ta yayımlanan kanunla geçtik. Önceki pilot uygulamalar daha ziyade doğrudan temin kapsamındaki alımlarla ilgiliydi ve gönüllülük esasıyla yürütülmüştü” dedi.

Yeni aşamanın, söz konusu alandaki tüm alımlarda, elektronik ortamda şartname hazırlanmasından teklif götürülmesine ve sonucun duyurulmasına kadar bütün süreci kapsayacağını anlatan yetkili, ancak yine idarelerin, en azından ilk aşamada elektronik ihaleyi zorunlu kılmayacağını söyledi.

Zorunlu olmama gerekçesinin sorulmasına karşılık da yetkili, Kamu İhale Kurumunun zorlayıcı olamayacağını, inisiyatifin idarelerde bulunduğunu belirterek, ”Her idarenin elektronik ihale yapacak kadar gerek donanım altyapısı gerekse insan gücü olmayabilir, en azından ilk aşamalarda. Ancak ileriki aşamalarda idari bir talimatla zorunlu hale getirilebilir” diye konuştu.

İlk adımın neden tıbbi malzemelerde atıldığına ilişkin soru üzerine de Gül, bunun, söz konusu alanda veri altyapısının, ürün kodlarının elektronik ortamda hazır bulunmasından kaynaklandığını söyledi.

2023 İçin 105 Hedef

Türkiye’nin 2023 Bilişim Hedefleri Raporu, Ulaştırma Şura’sında masaya yatırılacak. 105 maddeden oluşan raporda; milli arama motoru, ücretsiz e-imza, uydu üretim merkezi, siber savaşlara hazırlık, çevreci BT, uzaktan eğitim, uzaktan sağlık, posta tekelinin kaldırılması ve genişbant internet erişiminin tüm Türkiye’de yaygınlaştırılması gibi başlıklar yer alıyor.
Ulaştırma Bakanlığı 27 Eylül-1 Ekim tarihleri arasında İstanbul’da 10.Ulaştırma Şurası’nı gerçekleştirecek. Ulaştırma Şurası öncesi gerçekleştirilen İletişim Altyapı Çalıştayı sonucunda hazırlanan raporda “Türkiye’nin 2023 Bilişim Hedefleri”ne ilişkin 105 ana hedef belirlendi. 10. Ulaştırma Şurası’nda masaya yatırılacak olan İletişim Altyapı Çalıştayı Raporu’nda Türkiye’nin yerli arama motorunu hayata geçirmesi öngörülüyor. Bilgi ve İletişim altyapısı ürünlerinde de Türkiye’nin en az birer ürün ya da çözümde dünyada bir numara olması sağlanacak.
Türkiye için bugün ve gelecekte önemli bir stratejik unsur olarak görülen uydu konusunda Türkiye kendi uydu üretim merkezini kuracak. Ayrıca kendi insan kaynaklarıyla ürettiği haberleşme ve gözlem uydularını da bölge ülkelerine pazarlayacak.  Raporda yer alan hedefler arasında; sayısal uçurumu tamamen yok edecek politika ve düzenlemelerin yapılması da öngörülüyor. Toplumun tüm kesimlerinin bilgi ve iletişim teknolojilerine sahip olmasının ötesinde emekli, ev hanımı, öğrenci, işsiz ve kırsal kesim gençliğinin bu teknolojileri kullanmasını sağlayacak sosyal sorumluluk projelerinin gerçekleştirilmesi hedefleniyor. Raporda belirlenen diğer hedeflerde; vatandaş  – devlet ilişkilerinde vatandaşı birincil olarak tanımlayacak şekilde, her vatandaşa bir e-posta adresinin verildiği milli bir e-posta platformunun oluşturulması, uygulamaya ilköğretime başlayan her öğrenciye bir elektronik posta adresinin verilmesiyle başlanması ve yaygınlaştırılması sağlanacak. E-imzanın da herkese ücretsiz olarak dağıtılması konusu öngörülürken 18 yaşını dolduran tüm vatandaşlara e-imzanın otomatik olarak verilmesi sağlanacak. Çalıştay raporunda ortaya konulan bir başka hedefte ise; muhtarlıklar dahil olmak üzere kamu hizmeti sunan tüm kuruluşlar ile ticari faaliyette bulunan bütün kişi ve kuruluşların bir web sayfasına sahip olmaları zorunluluğu getirilecek. Ayrıca vatandaşlara yönelik e-Devlet Kapısı’nda her vatandaşın kendine özel bir web sayfası olacak. Vatandaşın kamu kurumlarında yer alan kişisel bilgileri de bu sayfada yer alacak.
Son yıllarda dünyada önemi artan çevreci BT (Green IT) konusunda da hedefler koyan çalıştay raporunda; küresel ısınmanın engellenmesi ve çevrenin korunması amacına yönelik olarak dünyada oluşan eğilimlere göre çalışmalar yapılacak. Bu paralelde çevreci BT olarak adlandırılan ve daha az enerji tüketimi yapan, güneş enerjisi ve alternatif  enerji kaynaklarından beslenebilen, daha az çevre kirliliğine sebep olan teknolojilerin geliştirilmesi sağlanacak ve bu amaçla üniversitelerde gençlerin uzmanlaşacağı yeni mühendislik daları oluşturulacak.
Günümüzde sıkça karşılaşılan siber ataklar ve bunlara bağlı kritik altyapıların korunması konusunda siber savaşlara hazırlıklı olunması konusuna değinen raporda enerji, ulaştırma, haberleşme, su, güvenlik gibi alanlara ait kritik bilgi ve iletişim altyapılarının korunmasıyla ilgili çalışmaların yoğunlaştırılması öngörülüyor. Kritik bilgi ve iletişim altyapılarının korunmasıyla ilgili kurum ve kuruluşların faaliyetlerine ilaveten gerekirse tamamen bu konuya odaklanmış ayrı bir organizasyon görevlendirilebilecek. Afet, felaket, savaş ve saldırı gibi durumlarda kullanılmak üzere alternatif şebekeler kurulacak. Bu tür durumlarda bilgi ve iletişim altyapısının en kısa sürede tekrar ayağa kaldırılması için gerekli iş planları hazırlanacak.
Belirlenen Stratejik Hedefler:
Türkiye’nin İletişim altyapısının tüm ülke genelinde genişbant internetle sağlanması
Bilgi ve iletişim teknolojilerinde dünya çapında ürünler üretebilen, geliştiren ve ihraç eden bir ülke haline gelmesi
Ar-Ge faaliyetlerinin artırılması
2023 yılına kadar ülke genelinde internet hızının 100 kata kadar artırılması
Türkiye’nin kendi tesislerinde uydu üretebilir hale gelmesi
Sayısal uçurumun ortadan kaldırılmasına yönelik çalışmalar yürütülmesi
E-İmzanın herkes tarafından kullanılabilir olması
Siber savaşlara karşı ülkenin hazır olması ve kritik tesis ve bilgi merkezleri için üst düzey korunma sağlanması
Çevreci teknolojilerin geliştirilmesi ve bu alanda eğitimin artırılması
IPTV, mobil TV ve sayısal yayıncılık için gerekli altyapıların sağlanması
Uzaktan eğitim, uzaktan sağlık hizmeti güvenlik ve e-ticaret uygulamalarının geliştirilmesi
Posta alanında köklü değişiklikler gerçekleştirilmesi
BTHABER

Türkiye’nin 2023 Bilişim Hedefleri Raporu, Ulaştırma Şura’sında masaya yatırılacak. 105 maddeden oluşan raporda; milli arama motoru, ücretsiz e-imza, uydu üretim merkezi, siber savaşlara hazırlık, çevreci BT, uzaktan eğitim, uzaktan sağlık, posta tekelinin kaldırılması ve genişbant internet erişiminin tüm Türkiye’de yaygınlaştırılması gibi başlıklar yer alıyor.

Ulaştırma Bakanlığı 27 Eylül-1 Ekim tarihleri arasında İstanbul’da 10.Ulaştırma Şurası’nı gerçekleştirecek. Ulaştırma Şurası öncesi gerçekleştirilen İletişim Altyapı Çalıştayı sonucunda hazırlanan raporda “Türkiye’nin 2023 Bilişim Hedefleri”ne ilişkin 105 ana hedef belirlendi.

10. Ulaştırma Şurası’nda masaya yatırılacak olan İletişim Altyapı Çalıştayı Raporu’nda Türkiye’nin yerli arama motorunu hayata geçirmesi öngörülüyor. Bilgi ve İletişim altyapısı ürünlerinde de Türkiye’nin en az birer ürün ya da çözümde dünyada bir numara olması sağlanacak.

Türkiye için bugün ve gelecekte önemli bir stratejik unsur olarak görülen uydu konusunda Türkiye kendi uydu üretim merkezini kuracak. Ayrıca kendi insan kaynaklarıyla ürettiği haberleşme ve gözlem uydularını da bölge ülkelerine pazarlayacak.

Raporda yer alan hedefler arasında; sayısal uçurumu tamamen yok edecek politika ve düzenlemelerin yapılması da öngörülüyor. Toplumun tüm kesimlerinin bilgi ve iletişim teknolojilerine sahip olmasının ötesinde emekli, ev hanımı, öğrenci, işsiz ve kırsal kesim gençliğinin bu teknolojileri kullanmasını sağlayacak sosyal sorumluluk projelerinin gerçekleştirilmesi hedefleniyor.

Raporda belirlenen diğer hedeflerde; vatandaş  – devlet ilişkilerinde vatandaşı birincil olarak tanımlayacak şekilde, her vatandaşa bir e-posta adresinin verildiği milli bir e-posta platformunun oluşturulması, uygulamaya ilköğretime başlayan her öğrenciye bir elektronik posta adresinin verilmesiyle başlanması ve yaygınlaştırılması sağlanacak. E-imzanın da herkese ücretsiz olarak dağıtılması konusu öngörülürken 18 yaşını dolduran tüm vatandaşlara e-imzanın otomatik olarak verilmesi sağlanacak.

Çalıştay raporunda ortaya konulan bir başka hedefte ise; muhtarlıklar dahil olmak üzere kamu hizmeti sunan tüm kuruluşlar ile ticari faaliyette bulunan bütün kişi ve kuruluşların bir web sayfasına sahip olmaları zorunluluğu getirilecek. Ayrıca vatandaşlara yönelik e-Devlet Kapısı’nda her vatandaşın kendine özel bir web sayfası olacak. Vatandaşın kamu kurumlarında yer alan kişisel bilgileri de bu sayfada yer alacak.

Son yıllarda dünyada önemi artan çevreci BT (Green IT) konusunda da hedefler koyan çalıştay raporunda; küresel ısınmanın engellenmesi ve çevrenin korunması amacına yönelik olarak dünyada oluşan eğilimlere göre çalışmalar yapılacak. Bu paralelde çevreci BT olarak adlandırılan ve daha az enerji tüketimi yapan, güneş enerjisi ve alternatif  enerji kaynaklarından beslenebilen, daha az çevre kirliliğine sebep olan teknolojilerin geliştirilmesi sağlanacak ve bu amaçla üniversitelerde gençlerin uzmanlaşacağı yeni mühendislik daları oluşturulacak.

Günümüzde sıkça karşılaşılan siber ataklar ve bunlara bağlı kritik altyapıların korunması konusunda siber savaşlara hazırlıklı olunması konusuna değinen raporda enerji, ulaştırma, haberleşme, su, güvenlik gibi alanlara ait kritik bilgi ve iletişim altyapılarının korunmasıyla ilgili çalışmaların yoğunlaştırılması öngörülüyor. Kritik bilgi ve iletişim altyapılarının korunmasıyla ilgili kurum ve kuruluşların faaliyetlerine ilaveten gerekirse tamamen bu konuya odaklanmış ayrı bir organizasyon görevlendirilebilecek. Afet, felaket, savaş ve saldırı gibi durumlarda kullanılmak üzere alternatif şebekeler kurulacak. Bu tür durumlarda bilgi ve iletişim altyapısının en kısa sürede tekrar ayağa kaldırılması için gerekli iş planları hazırlanacak.

2023
Belirlenen Stratejik Hedefler:

  • Türkiye’nin İletişim altyapısının tüm ülke genelinde genişbant internetle sağlanması
  • Bilgi ve iletişim teknolojilerinde dünya çapında ürünler üretebilen, geliştiren ve ihraç eden bir ülke haline gelmesi
  • Ar-Ge faaliyetlerinin artırılması
  • 2023 yılına kadar ülke genelinde internet hızının 100 kata kadar artırılması
  • Türkiye’nin kendi tesislerinde uydu üretebilir hale gelmesi
  • Sayısal uçurumun ortadan kaldırılmasına yönelik çalışmalar yürütülmesi
  • E-İmzanın herkes tarafından kullanılabilir olması
  • Siber savaşlara karşı ülkenin hazır olması ve kritik tesis ve bilgi merkezleri için üst düzey korunma sağlanması
  • Çevreci teknolojilerin geliştirilmesi ve bu alanda eğitimin artırılması
  • IPTV, mobil TV ve sayısal yayıncılık için gerekli altyapıların sağlanması
  • Uzaktan eğitim, uzaktan sağlık hizmeti güvenlik ve e-ticaret uygulamalarının geliştirilmesi
  • Posta alanında köklü değişiklikler gerçekleştirilmesi

Kaynak: BTHABER

Sanal Dünyada Güvenliğin Yolu Ekran Klavyesinden Geçer

Bilgisayarların ve internetin gelişmesiyle ilgili alanlardaki her türlü işin yapılış yöntemi de kaçınılmaz olarak değişti.

Giderek daha kolay ve hızlı olana doğru kayan işlemler, kullanıcıların hayatını her geçen gün daha da kolaylaştırdı ancak bu kolaylık bazı kullanıcıların hiç istemedikleri durumlarla karşılaşmalarının da yolunu açtı.

Bundan yaklaşık on beş sene öncesine kadar kötü niyetli kişiler başkalarının bilgisayarlarına zarar vermek ya da bilgilerine ulaşmak için zararlı yazılımları disket gibi ortamlarda dolaştırıyorlardı. Bu tür medyalarda yer alan programlara bulaştırılmış olan virüsler elden ele dolaşarak yayıldıkları bilgisayarlarda programlandıkları işlevleri yerine getiriyorlar hatta bilgisayarı kullanılmaz hale getirebiliyorlardı. Yine de çoğu zaman verilen zararlar bu durumdan daha ileri gidemiyordu yani kötü niyetli kişiler en fazla egolarını tatmin edebiliyorlardı.

Söz konusu bu durum internetin devreye girmesi ve gelişmesiyle giderek değişmeye başladı. Artık ucuzlayan fiyatlar ve yapılan yatırımlar sayesinde geniş bant internet kullanımının çok rahat erişilebilir hale gelmesiyle artık çok sayıda bilgisayar açılır açılmaz direk internete bağlanıyor ya da bağlantı hiç kesilmeden sürekli açık kalıyor. Böylece bilgisayarlar kötü niyetli kişiler için daha kolay erişilebilir duruma geliyorlar. Üstelik artık amaçları sadece zarar vermek değil aynı zamanda kişisel bilgilerin de çalınması oluyor.

İnternetin sağladığı olanaklar, eskiden çok zor olan dosya ve bilgilerin transferine imkan sağladığı için kullanıcıların bilgilerini korumak ve zararlı yazılımların oluşturacağı istenmeyen durumlardan uzak durabilmek için azami dikkat göstermeleri ve belli başlı bazı tedbirleri almaları gerekiyor.

Bu tedbirlerden en eski olanı ve en bilineni güvenilir olmayan ya da tanınmayan bir kaynaktan gelen hiçbir dosyanın ve elektronik postanın açılmamaları gerektiğidir. Kötü niyetli kişiler, kurbanların ilgilerini çekebilmek için birbirinden cazip ve merak uyandırıcı dosya adları kullanabilmektedirler ancak sonradan istenmeyen durumların ortaya çıkmaması için bu tür ileti ve dosyalara kesinlikle itibar edilmemelidir.

Diğer bir tedbir de sistemde bir güvenlik yazılımı bulundurmaktır. Burada güvenlik yazılımından kastedilen sadece anti-virüs programı değildir. Bilgisayarlara zarar vermenin trojan, spyware, keylogger gibi bir çok yolu olduğu için kullanıcıların komple güvenlik çözümü sunan yazılım paketlerine yönelmeleri gerekmektedir. Anti-virüs yazılımı üreten hemen hemen her firma aynı zamanda bu tür çözümler de sunmaktadır.

Kötü niyetli kişilerin bilgileri elde etmek için kullandıkları yöntemler değiştikçe; kullanıcıların da korunma yöntemleri değişmektedir. Yukarıda bahsedilen güvenlik yazılımları her geçen gün geliştikleri için hacker denen kişiler de artık insanların bir anlık dalgınlıklarından faydalanarak amaçlarına ulaşmaya çalışıyorlar.

Artık virüs yerine klavyenin ve farenin hareketlerini kontrol ve kayıt eden sonra da kötü niyetli kişilere bu bilgileri e-posta yoluyla ulaştıran keylogger adı verilen yazılımlar daha fazla kullanılmaya başlandı. Bu yazılımlardan bazıları tuşlara basıldığında ekran görüntüsünü bile kaydedebiliyorlar.

Bu tür yazılımlardan korunmak için daha önce sözü edilen güvenlik yazılımları ve anti-logger adı verilen programlar kullanılabilir. Ayrıca bu nokta da kullanıcıların da biraz daha fazla hassasiyet göstermeleri gerekmektedir. Bankacılık ya da alışveriş işlemleri gibi hesap bilgilerini girdikleri sayfalarda mutlaka ekran klavyesi ya da sanal klavyeler kullanılmalıdır. Günümüzde her işletim sistemi bünyesinde bir ekran klavyesi barındırmaktadır. Bu sistemde ekranda bir klavye belirir ve kullanıcılar girmek istedikleri bilgileri ekrandaki klavyenin üzerindeki harflere fare ile tıklayarak girerler. Böylece keylogger programları da klavye girdilerini de kaydedememiş olurlar.

Zaten bir çok kullanıcının hesap bilgileriyle işlem yapan site gerekli alanlarda sanal klavye sunuyor. Şifre ya da herhangi önemli bir bilginin yazılması gereken bir alana tıklandığı takdirde sayfanın bir yerinde küçük bir klavye uygulaması açılıyor. Bu tür durumlarda kullanıcılar mutlaka bu uygulamaları kullanmalıdırlar.

Özellikle internet kafe gibi bir çok insanın kullandığı mekanlarda mümkün olduğunca bu tür sitelerin kullanımından sakınılmalıdır. Eğer böyle bir mecburiyet varsa sanal klavye kesinlikle kullanılmalıdır. Çoğu kullanıcı ekran klavyesini kullanmaya üşenir ve kullanımını yavaş bulur ancak bu, sadece daha sonra çok daha can sıkıcı durumların ortaya çıkmasını önlemek için küçük bir bedeldir.

Web Sayfalarının Zamanda Yolculukları

Merhabalar,

Ramazan geldi hoş geldi ama beni biraz uyuşuklaştırdı galiba. Yazı yazmak zor geliyor, biraz üşeniyorum. Neyse, çok fazla dağıtmadan konuya girelim artık.

Bu yazıda size bir web sayfasından bahsetmek istiyorum. Sayfamız: www.archive.org. Oldukça değişik bir fikirle hazırlanmış web sayfası çoğu durumda işinize yarayabilecek bir özellik sunuyor.

Site web üzerindeki sayfaların belli tarihlerde alınmış kopyalarına ulaşmanıza olanak sağlıyor. Böylece ünlü sayfaların ilk kuruluşlarından bugüne kadar geçirdikleri değişimi rahatça görebilirsiniz. Ya da eskiden işinize çık yarayan ancak artık kapanmış bir web sayfasının kopyasına buradan ulaşarak arama motorlarında bile bulamadığınız bir bilgiye rahatça erişebilirsiniz.

archive

Şahsen ben bu siteyi sayfada daha önce gördüğüm ama sonradan kaldırılan bilgilere ulaşmak için kullanıyorum. Bir de çok büyük markaların 1990’larda nasıl bir tasarıma sahip olduklarını görmek için…

Sayfayı kullanmak çok basit. Siteye giriyor ve arama kutucuğuna istediğiniz sayfanın adını yazarak aratıyorsunuz. Yıllara göre ayırılmış kopyaların listesi karşınıza geliyor ve istediğinize tıklayarak geçmiş kopyayı inceleyebiliyorsunuz.

Bu sayfayı bence sık kullanlanlarınıza kaydedin çünkü yeri geldiğince çok nostaljik anlar yaşatabiliyor.

www.archive.org

Teknolojide Hız ve İnsan

Bilişim alanında yaşanan gelişmelerden web teknolojileri de üzerine düşeni almaya devam ediyor. Erişim hızları giderek artıyor ve geniş bant kullanımının yaygınlaşmasıyla web sayfaları da kullanıcılara her geçen gün daha fazla olanak sağlayabilecek güce erişiyor. İnternet altyapısı sürekli güncelleniyor ve web sayfalarının mimarisini oluşturan HTML ve CSS gibi kod ve bileşenler de ihtiyaca cevap verebilmek için güncellenmeye devam ediyor. Web sayfalarının yetenekleri arttıkça dinamik içerik sağlayacak kodlar geliştiriliyor. Eskisine oranla çok fazla yeteneğe sahip bu sayfaları düzgün görüntüleyebilmek için de web tarayıcıları sürekli kendilerini geliştirmeye devam ediyorlar.
İnternetin teknolojik gelişmelerden ne derece etkilendiğini sıralayan ve istendiği takdirde daha da fazla uzatılabilecek olan bu liste genelde teknolojik gelişmelerin yine teknolojik alandaki etkilerini gösteriyor ancak ilerlemeler diğer taraftan  insan hayatına getirdiği yenilik ve kolaylıklarla da ele alınabilir.
Bugün internet sayesinde pek çok iş bilgisayar başından halledilebilir hale geldi. Dükkan dükkan dolaşmak yerine alışverişler internet üzerinden yapılabiliyor. Gönderilen ya da beklenilen bir kargonun nerede olduğu ve yerine ulaşıp ulaşmadığı kolaylıkla web üzerinden takip edilebiliyor. Bankacılık işlemleri hızlıca gerçekleştirilebiliyor. Araştırmalar, kütüphane yerine arama motorları üzerinden yürütülebiliyor. Hatta bazı arama motorları istenildiği takdirde bir kütüphanedeki kitapların web üzerinden görüntülenebilmesine olanak sağlayan servisleri bünyelerine ekleyerek araştırmaların akademik bir kimlik kazanmasına yardımcı bile olabiliyorlar.
Web teknolojilerinde bu ve bunlara benzer yaşanan hızlı gelişmeler bir yandan ilerlemenin ivmesini artırırken diğer yandan da kullanıcıların beklentilerini yükselterek bazı alışkanlıklarını da değiştirebiliyor.
Zamanında günler süren bazı işlemlerin artık saatler hatta dakikalar içinde yapılabiliyor olmasının rahatlığına alışan kullanıcılar herhangi bir nedenle ortaya çıkan istenmeyen bir gecikme neticesinde çok çabuk moral bozukluğuna uğrayabiliyorlar ve saatlik bir gecikmeye tahammül edemeyecek duruma gelebiliyorlar. Oysa eskiden günlerce bekleyebilen insan bu durumu çok rahat kabullenebilmeli, önceki durumu düşünüp kısa gecikmeleri göz ardı edebilmelidir.
Teknolojide ilerleme hangi alanda gerçekleşirse gerçekleşsin beklenen en büyük etki daima daha hızlı olmasıdır. Daha hızlı işlemciler, daha hızlı bilgisayarlar ve daha hızlı internet… Böylece her şey daha kısa sürede gerçekleştirilebilir hale gelmeye başladı. Sonuçta hız, sürenin kısalmasına yol açtıkça; kısalan süreler de daha fazla hızlı olma arzusunu kamçılamaya başladı. Bu da bir çok alanda işlerini birkaç yıl önceye göre daha hızlı yürütmeye alışan insanların sabırlı olma eşiklerini biraz düşürmesine yol açmış gibi görünüyor.
Çoğu durumda işler normal seyrinde ve hızında ilerlerken bile insanların bir kısmının sabırsızlandıkları ve daha hızlı olmaya çalıştıkları gözlemlenebilir. Bu tür durumlara, çalışmak için yüksek sistem gereksinimlerine ihtiyaç duyan bir programı daha alt seviye bir sistemde çalıştıran insanların doğal olarak olması gerektiği gibi performans göstermeyen programa tepki göstermeleri örnek verilebilir. Orada sanki durumun sorumlusu program ya da bilgisayarmış gibi tepki yanlış kanallara yönlendirilir. Aslında istenilen programın performanslı çalışabilmesi için gereken konfigürasyon  temin edilmiş olsaydı hiçbir performans kaybı yaşanmayacaktı. İşletim sistemleri ve depolama çözümleri bu kadar gelişmemişken bir oyun birkaç disketten oluşabiliyordu ve oynanmak istenildiği zaman da disketlerin teker teker yüklenmesini beklemek gerekiyordu. Artık çok daha gerçekçi oyunlar bir ya da iki adet DVD üzerinde geliyor ve sadece ilk defa bilgisayara kurulurken DVD’ler sırayla yükleniyor ve bu işlemden sonra oyunu oynayabilmek için sadece gerekli DVD medyasını kullanmak yetiyor. Bölüm geçişlerinde gelen ve sadece biraz beklemeyi gerektiren yükleme ekranlarında bile 30 – 40 saniye beklerken sabredemez duruma gelen insanların varlığı acaba her şeyin fazlası zarar mı? Sorusunu akla getiriyor.
İnsanlarda meydana gelen bu acelecilik ve sabredememe durumu belki tamamen teknolojiye bağlı olmayabilir ancak az da olsa teknolojinin de bir etkisi olabileceğini gösteren pek çok örnek durum mevcut. Her zaman daha hızlı olmak gerçekten de çok mu önemli?. Sonuçta makineler sürekli hızlarını artırabilseler de insanların kesinlikle ötesine geçemeyecekleri bir sınırları var.

Bilişim alanında yaşanan gelişmelerden web teknolojileri de üzerine düşeni almaya devam ediyor. Erişim hızları giderek artıyor ve geniş bant kullanımının yaygınlaşmasıyla web sayfaları da kullanıcılara her geçen gün daha fazla olanak sağlayabilecek güce erişiyor. İnternet altyapısı sürekli güncelleniyor ve web sayfalarının mimarisini oluşturan HTML ve CSS gibi kod ve bileşenler de ihtiyaca cevap verebilmek için güncellenmeye devam ediyor. Web sayfalarının yetenekleri arttıkça dinamik içerik sağlayacak kodlar geliştiriliyor. Eskisine oranla çok fazla yeteneğe sahip bu sayfaları düzgün görüntüleyebilmek için de web tarayıcıları sürekli kendilerini geliştirmeye devam ediyorlar.

İnternetin teknolojik gelişmelerden ne derece etkilendiğini sıralayan ve istendiği takdirde daha da fazla uzatılabilecek olan bu liste genelde teknolojik gelişmelerin yine teknolojik alandaki etkilerini gösteriyor ancak ilerlemeler diğer taraftan  insan hayatına getirdiği yenilik ve kolaylıklarla da ele alınabilir.

Teknoloji alışkanlıklarımızı değiştirir mi?

Bugün internet sayesinde pek çok iş bilgisayar başından halledilebilir hale geldi. Dükkan dükkan dolaşmak yerine alışverişler internet üzerinden yapılabiliyor. Gönderilen ya da beklenilen bir kargonun nerede olduğu ve yerine ulaşıp ulaşmadığı kolaylıkla web üzerinden takip edilebiliyor. Bankacılık işlemleri hızlıca gerçekleştirilebiliyor. Araştırmalar, kütüphane yerine arama motorları üzerinden yürütülebiliyor. Hatta bazı arama motorları istenildiği takdirde bir kütüphanedeki kitapların web üzerinden görüntülenebilmesine olanak sağlayan servisleri bünyelerine ekleyerek araştırmaların akademik bir kimlik kazanmasına yardımcı bile olabiliyorlar.

Web teknolojilerinde bu ve bunlara benzer yaşanan hızlı gelişmeler bir yandan ilerlemenin ivmesini artırırken diğer yandan da kullanıcıların beklentilerini yükselterek bazı alışkanlıklarını da değiştirebiliyor.

Zamanında günler süren bazı işlemlerin artık saatler hatta dakikalar içinde yapılabiliyor olmasının rahatlığına alışan kullanıcılar herhangi bir nedenle ortaya çıkan istenmeyen bir gecikme neticesinde çok çabuk moral bozukluğuna uğrayabiliyorlar ve saatlik bir gecikmeye tahammül edemeyecek duruma gelebiliyorlar. Oysa eskiden günlerce bekleyebilen insan bu durumu çok rahat kabullenebilmeli, önceki durumu düşünüp kısa gecikmeleri göz ardı edebilmelidir.

Teknolojide ilerleme hangi alanda gerçekleşirse gerçekleşsin beklenen en büyük etki daima daha hızlı olmasıdır. Daha hızlı işlemciler, daha hızlı bilgisayarlar ve daha hızlı internet… Böylece her şey daha kısa sürede gerçekleştirilebilir hale gelmeye başladı. Sonuçta hız, sürenin kısalmasına yol açtıkça; kısalan süreler de daha fazla hızlı olma arzusunu kamçılamaya başladı. Bu da bir çok alanda işlerini birkaç yıl önceye göre daha hızlı yürütmeye alışan insanların sabırlı olma eşiklerini biraz düşürmesine yol açmış gibi görünüyor.

Çoğu durumda işler normal seyrinde ve hızında ilerlerken bile insanların bir kısmının sabırsızlandıkları ve daha hızlı olmaya çalıştıkları gözlemlenebilir. Bu tür durumlara, çalışmak için yüksek sistem gereksinimlerine ihtiyaç duyan bir programı daha alt seviye bir sistemde çalıştıran insanların doğal olarak olması gerektiği gibi performans göstermeyen programa tepki göstermeleri örnek verilebilir. Orada sanki durumun sorumlusu program ya da bilgisayarmış gibi tepki yanlış kanallara yönlendirilir. Aslında istenilen programın performanslı çalışabilmesi için gereken konfigürasyon  temin edilmiş olsaydı hiçbir performans kaybı yaşanmayacaktı. İşletim sistemleri ve depolama çözümleri bu kadar gelişmemişken bir oyun birkaç disketten oluşabiliyordu ve oynanmak istenildiği zaman da disketlerin teker teker yüklenmesini beklemek gerekiyordu. Artık çok daha gerçekçi oyunlar bir ya da iki adet DVD üzerinde geliyor ve sadece ilk defa bilgisayara kurulurken DVD’ler sırayla yükleniyor ve bu işlemden sonra oyunu oynayabilmek için sadece gerekli DVD medyasını kullanmak yetiyor. Bölüm geçişlerinde gelen ve sadece biraz beklemeyi gerektiren yükleme ekranlarında bile 30 – 40 saniye beklerken sabredemez duruma gelen insanların varlığı acaba her şeyin fazlası zarar mı? Sorusunu akla getiriyor.

İnsanlarda meydana gelen bu acelecilik ve sabredememe durumu belki tamamen teknolojiye bağlı olmayabilir ancak az da olsa teknolojinin de bir etkisi olabileceğini gösteren pek çok örnek durum mevcut. Her zaman daha hızlı olmak gerçekten de çok mu önemli?. Sonuçta makineler sürekli hızlarını artırabilseler de insanların kesinlikle ötesine geçemeyecekleri bir sınırları var.

Online Resim Editörü

Daha öncede bahsetmiştim www.teakolik.com sitesinden… Bu siteyi mümkün olduğunca takip etmeye çalışırım ve size de tavsiye ederim. Geçenlerde siteye göz gezdirirken Online Resim Editörleri başlıklı bir yazı okudum. TEAkolik bu yazısında web tabanlı resim editörlerini incelemiş. Detayları yukarıdaki linke tıklayarak okuyabilirsiniz. Benim size bahsetmek istediğim bu editörlerden bence en güzeli…

TEAkolik’in yazısındaki bütün sayfaları inceledim ve bana göre en kullanışlı olanını sizinle paylaşmak istedim. http://www.pixlr.com/editor/

WEB 2.0 teknolojisinin tüm nimetlerinden faydalanan site sayesinde bilgisayarınıza hiçbir program yüklemeden resim işleme ve grafik tasarım ile ilgili birçok işinizi halledebiliyorsunuz. Üstelik programın Language bölümünde Türkçe seçeneği de var.

Online Resim Editörü

PSD, PXD, JPG, JPEG, GIF ve PNG gibi pek çok popüler formatı destekleyen uygulama sayesinde ister fotoğraflar üzerinde oynama yapın isterseniz de kendinize logo ya da afişler tasarlayın tamamen size kalmış.

Uygulamanın bir diğer hoşuma giden özelliği de arayüzünün Photoshop ile neredeyse aynı olması böylece Photoshop bilenler için alışmak hiç de zor olmayacak.

Bunca özelliğinin yanında siteyi kullanmak tamamen ücretsiz ve hiç bir şekilde üyelik gerektirmiyor. Eğer bilgisayarınızda bir resim işleme programı yoksa hatta varsa bile denemeniz gereken güzel bir site. Bu siteyi bize tanıtan TEAkolik’e de teşekkürler.

http://www.pixlr.com/editor/