Browse Tag

program

DVD Shrink ile Orjinal DVD Kopyalamak

Satın aldığınız DVD filmlerin zamanla okunamaz hale gelmemesi için kopyalarını alıp onları seyretmek hepimizin hakkı ancak maalesef orjinal DVD’lerde mevcut olan kopya koruması buna izin vermiyor. Gerçi yasalar herkese kendi DVD’lerinin önlem olarak sadece bir adet kopyasını almasına izin veriyor. O halde biz de sadece bir tane kopya olmak şartıyla orjinal filmlerimizi kopyalayabiliriz peki ama nasıl?

Tabi ki DVD Shrink ile… Aslında daha önceden bu işlemin CloneDVD ile nasıl yapıldığını şu yazımda göstermiştim. Ancak CloneDVD hem ücretli hem de bazı durumlarda başarısız olabiliyor. Tabi bazen de DVD Shrink başarısız olabiliyor. O yüzden bence siz her duruma karşı hazırlıklı olmak için iki programı da yanınızda bulundurun. Şimdi konuya girmeden önce önemle belirtmek istediğim bir nokta var. DVD Shrink’in marifetleri başta Amerika olmak üzere bazı ülkelerde suç sayıldığı için programın kendine ait bir web sayfası bulunmuyor. Bu da demek oluyor ki size bir indirme adresi veremeyeceğim ama Google üzerinde yapacağınız basit bir arama sayesinde programa kolayca ulaşabilirsiniz.

İlk önce programımızı açıyoruz.

DVD Shrink

Şimdi sıra geldi programa DVD filmi programa göstermeye. Bunu iki şekilde yapabiliriz.

1- File menüsünden Open Disc… komutunu vererek

open disc

2- Menü çunuğu altında bulunan araç çubuğundaki Open Disc düğmesine tıklayarak

open

Karşınıza DVD filmin takılı olduğu sürücüyü seçmeniz için bir pencere gelecek. Burada benim kullandığım bilgisayarda tek optik sürücü olduğu için tek seçenek var. Ancak sizin bilgisayarınızda belki birden fazla sürücü olabilir ve de hepsinde farklı filmler bulunuyor olabilir. İşte bu pencere sayesinde işlemi uygulamak istediğiniz filimi kolayca seçebilirsiniz.

aç

Filmi seçtikten sonra program bizi belli bir süre bekleterek filmi analiz ederek açmaya başlayacak.

analiz

Burada eğer filmi açarsa sorun yok artık filmimizi kolayca kopyalayabiliriz. Bazen program bu kısımda filmi açmada başarısız oluyor. İşte o zaman bizim de alternatif olarak CloneDVD’ye yönelmekten başka çaremiz kalmıyor.

Neyse… filmi açınca program bize aşağıdaki resimdeki gibi filmin kopyasının kaplayacağı alanı ve barındıracağı alt yazı ve ses dosyalarını gösterecek

goster

Resimde gördüğünüz gibi dil ve altyazıların yanında kontrol kutuları var. DVD Shrink 8 GB boyutundaki filmleri 4 GB boyutuna indirir. Bu sıkıştırmanın neticesinde kalite biraz bozulabilir. Eğer kalitenin nozulmasını istemiyorsanız iki seçeneğiniz var ya sıkıştırmayı ioptal ederek kopyanın da 8 GB olmasını tercih edeceksiniz ya da istemediğiniz altyazı ve dil dosyalarının yanındaki işareti kaldırarak görünyüye daha fazla yer açacaksınız.

Program gerçi optimum sıkıştırmayı ayarlıyor ancak bazı durumlarda nasıl bir sıkıştırma olmasına siz karar vermek isteyebilirsiniz. Bu durumda aşağıdaki resimde gördüğünüz alandan uygun seçeneği işaretleyebilirsiniz.

seç

Seçimimizi de yaptıktan sonra araç çubuğundaki Backup! düğmesine tıklıyoruz.

backup

Aşağıdaki pencere açılacak

ayarlar

Bu pencerede kayıtın nasıl gerçekleşeceğini Select backup target: alanından seçiyoruz. Önerim resimdeki gibi iso olarak kaydetmeniz daha sonra diske yazabilirsiniz. Diğer seçenekler de hard diske doğrudan kaydetmek ya da direk eş zamanlı olarak DVD ye yazmak ancak burada işlemde bir hata çıkması olasılığına karşı boş DVD medyayı yakabilirsiniz.

Select target image file: ile de oluşacak dosyanın nereye kaydedileceğini seçebiliyoruz.

Bu pencerede ikinci sekme olan DVD Region alanında varsayılan olarak bölge kodu kaldırılacak olan kopyamıza istediğimiz bölge kodunu ekleyebiliriz. Diğer ayarları ve seçenekleri kurcalamayı size bırakıyorum. Aslında amacınız kopyalamak ise normalde diğer ayarları kurcalamanıza gerek yok

Tamam yazan düğmeye basarak seçimlerimizi onaylıyor ve işlemi başlatıyoruz. Program filmin kopyasını aşağıdaki resimdeki gibi almaya başlayacaktır. Bu sırada önizleme fonksiyonu ile siz de durumu takip edebilirsiniz.

işlem yapılıyor.

Kopyalama işlemi bitince program aşağıdaki pencere ile bize haber veriyor.

bitti

Bu yazı da bu kadar. Hoşçakalın.

Daha Yeni Sürüm Daha Fazla Dosya Boyutu

Ne kadar ç0k program kullanıyorsanız o kadar fazla güncelleme ve yeni sürüm duyurularıyla karşı karşıya geliyorsunuzdur. Gün geçtikçe artan bu güncellemeler nedense dosya boyutlarında artışı da beraberinde getiriyor. Peki ama acaba bu artışların hepsi gerekli mi?

Önceden bir diskete sığan ve bir megabyte boyuta bile ulaşmayan bir çok oyunla çok uzun zaman boyunca eğlenmeyi başardık. Oyunlar hem zevkli hem de süreleri uzundu. Oysa şimdiki oyunların bir tek dosyası bile onlarca megabyte olabiliyor hatta kayıt dosyaları 100 MB ve üstü olan oyunlar bile var.

56K ile internete bağlandığımız zamanlarda 10 MB dosya indirmek gözümüzde büyürken şimdi GigaByte olsa ne yazar diyecek konuma geldik.

Dosya boyutları büyüyor büyümesine de acaba bu istenen etkiyi ve verimi yaratabiliyor mu? Bence hayır. Örneğin Winamp eskiden 2.xx sürümlerideyken ne kadar az yer kaplardı ve ne kadar da hızlı açılır ve çalışırdı ama bana göre şimdiki 5.xx sürümleri biraz hantallaştı.

Programların boyutları her geçen gün artıyor.

Ya da NERO ilk zamanlar CD ve sonra da DVD yazma işlemlerimizi hallettiğimiz bu proogram her yeni sürümüyle biraz daha gelişti ve geliştikçe de dosya boyutu artmaya başladı. Üstelik bir de CD yazmanın dışında fazladan özellikler de eklenince programın boyutu iyice artmaya başladı. Nero 6 yaklaşık 35 – 40 MB iken nero 7 biraz daha arttı nero 8 180 – 190 MB boyutlarına ulaştı. Bende ip burada koptu zaten son çıkan nero 9 300 MB civarında olunca ben yeni versiyonu yüklemedim. (nero 9 un boyutunu yanlış hatırlıyor olabilirim.) Diyeceksiniz ki sen de o zaman sadece DVD yazmak için gereken bileşenleri yükle diğerleri kalsın ama ben bunların hepsini indirmek zorunda değilim ki. Önce hepsinin içinde olduğu paketi indirip sonradan niye fazlalıkları ayıklamak zorunda kalıyorum anlamıyorum. Üstelik ülkemizin her tarafında ADSL olmadığını da hatırlatırım. Neyse ki nero bu tür serzenişlere cevap olarak Lite sürümü de çıkardı da biz de sevindik.

Bir diğer örnek ise PowerDVD son çıkan 9 sürümünde o da şimdi 180 MB civarında. Bir sürü güzel özellik eklenmiş ama program yavaşlamış. Örneğin film sırasında başka bir dile geçmek istediğimde yaklaşık bir 7 – 8 saniye beklemek zorunda kalıyorum. Eskiden anında bu geçişi yapabiliyordum. Bence sizde en iyisi benim gibi yapın, satın aldığınız dvd yazıcı ile gelen daha hafif bir PowerDVD kurun başınız ağrımasın. Eğer yoksa yeni bir DVD yazıcı alın kutusuz olanlarında bile veriliyor bu program. Üstelik kutusuzlar 40 – 50 TL civarı ve yanında program bedavaya geliyor oysa PowerDVD 9 Ultra 99 dolar. Aradaki farkı varın siz hesaplayın. Üstelik Ulrta değil de daha düşük bir sürümün fiyatıyla bile karşılaştırıldığında yine de yeni bir donanım alarak sahip olmak daha karlı çıkacaktır.

Belki de bunun nedeni biraz da biz olabiliriz. Düşünsenize acaba bir kaç MB büyüklüğünde bir program ile 100 MB arasında bir program arasında tercih yapmak zorunda kalsanız hangisini seçerdiniz. Daha küçük olduğu için daha hızlı çalışma ihtimali olanı mı yoksa aşırı boyutundan dolayı belki de hiç bir ekstra özelliği olmadığı halde öyle gözükmeyi başaran diğer programı mı?

Portable WYSIWYG Web Builder v5.0.6

Web sitesi yapmak istiyorsunuz ama bu konuda yeterli bilgi sahibi olmadığınızı mı düşünüyorsunuz? Bu programla hiç sorun değil. Nesneleri sürükle bırak yöntemiyle çok kolay ve hızlı bir şekilde şimdi siz de göz dolduran web sayfaları hazırlayabilirsiniz. Üstelik HTML bilginiz olmasa bile… Siz sadece sayfayı tasarlamaya başlayın gerisini program halleder. Üstelik WYSIWYG özelliği sayesinde nasıl tasarladıysanız sayfanız birebir o şekilde görünecektir.

Programı indirmek için tıklayınız

Sanal PC Programları

DİKKAT: Aşağıda okuyacağınız yazıdaki adı geçen programları kullanmanız ve / veya işlemleri uygulamanız halinde doğacak her türlü sorunda sorumluluk size aittir. Bunları denemek ve yapmak tamamen sizin kendi riskinizdir.

Bundan bir önceki yazımda Solaris öğrenmeye başladığımı yazmıştım. Tabi kursta öğrendiklerimin kalıcı olması için alıştırmalar yapmam gerekiyordu ve bunun içinde Solaris kurmam gerekiyordu. Şimdi durduk yerde diskimde bir bölüm ayırıp bu işletim sistemini kurmaktansa sanal bir PC kurmak daha cazip geldi. Sanal PC ile yaptığım hataları daha kolay telafi edebilirdim üstelik. Peki ama nedir bu sanal PC

Sanal PC ya da Virtual PC bilgisayarınıza kurduğunuz anda işletim sisteminiz içinde başka bir işletim sistemi çalıştırmanızı sağlayan programlardır. Böylece asıl sisteminizi riske atmamış olursunuz. Daha iyi anlamak için aşağıdaki resime bakabilirsiniz.

Yukarıda da görüldüğü gibi vista kurulu bir sistemde aynı anda XP çalıştırabilirsiniz. Gerçek ve sanal işletim sistemlerini ağ yoluyla birbirine bağlayabilir, tereddüt ettiğiniz sakıncalı uygulamaları sanal makinenizde çalıştırabilirsiniz.

Sanal PC programları, sanal işletim sistemlerine sizin olmasını istediğiniz kadar bellek ayırırlar ve gerçek işlemcinizle çalışırlar. Bu nedenle bilgisayarınızın bunları kaldıracak donanıma sahip olması performanslı bir şekilde çalışabilmeniz için son derece önemlidir. Bunun dışında diğer donanımları (mesela ekran kartı) emule edebilirler. Sanal bilgisayarınızın kurulu olduğu hard diski de makine ayarlarından yaparak ne kadar olmasını istediğinize karar veriyorsunuz ve diskinizden gerekli bölümü ayırabiliyorsunuz. Sanal hard diskiniz bir imaj dosyası şeklinde kullanıldığı için sanal işletim sistemi ve bunun üzerine kurduğunuz tüm programlar sadece bir tek dosyadan ibaret olacaktır. Hem de size dinamik disk özelliği sunulur. Yani diyelim 10 GB bir alan ayırmak istediniz. Dilerseniz program anında 10 GB kapasitesinde bir dosya oluşturur. Dilerseniz de ilk başta birkaç KB boyutunda bir dosya oluşturur ve siz işletim sistemini ve programları yükledikçe diskinizin boyutları büyür.

Bu tür programlar hard diski imaj olarak tuttuğu içinsanal makinede meydana gelecek sorun sadece sanal makineyi etkiler yani sanal makineye bulaşan bir virüs gerçek sisteminizi etkilemez. Böyle bir durumda sanal makineye ait hard disk imajını silerek kurtulabilirsiniz. Eski işletim sistemlerinde çalışan mesela Windows 98 gibi programlarınızı yeniden çalıştırmak, nostalji yapmak ya da Mac, Linux gibi diğer platformlara ait işletim sistemlerini tanımak için bu tür programlardan yararlanabilirsiniz.

Piyasada bu işi yapabilen pek çok program olsa da ben bunlardan 3 tanesinin öne çıktığını düşünüyorum

Microsoft Virtual PC 2007 Benim ilk kullandığım sanal PC programı tabi o zamanlar daha eski sürümü olan 2004’ü kullanıyordum. 2004’ün para ile satılmasına rağmen; Microsoft güzel bir karar ile 2007 sürümünü ücretsiz dağıtmaya karar vermiş. İlk başlayacaklara bu programı öneririm. Kullanması çok basit olan bu programın diğerlerine göre artı bir özelliği de gerektiğinde save komutuyla sanal makineyi kapatıp daha sonra tekrar hızlı bir şekilde açabiliyorsunuz ve böylece sanal işletim sisteminizin boot olmasını beklemiyorsunuz. İşletim sisteminizi bir ay sonra açsanız bile her şey aynen bıraktığınız gibi duruyor.

VirtualBox Sun firması tarafından geliştirilen ve ücretsiz dağıtılan bu yazılımın en büyük artısı Türkçe dil desteğine sahip olması. Özellikle Solaris kuracaklar için bu program tavsiye ediliyor ancak ben kurduğumda masaüstü için pek fazla çözünürlük seçeneği göremedim ancak Türkçe desteği ve küçük boyutu pek çok kişiyi tatmin edecektir.

VMware Workstation Tek bilgisayar için 189 dolar gibi bir ücretle satılan bu program şu ana kadar en memnun kaldığım sanal PC çözümü. Zaten VMware bunun yanında daha pek çok sanallaştırma çözümleri üretiminde uzmanlaşmış bir firma. Hatta sanal server kurup yine sanal clientlerle bağlantı yapabildiğiniz programlar dahi var.

Bu program da diğerleri gibi eklentiler içeriyor yani sanal işletim sisteminin üzerine sürücüler yükleyerek sanal sisteminizi geliştirmenize tıpkı yukarıdaki programlar gibi izin veriyor. Ben size VMware programını tavsiye ediyorum. Solaris’te 1600×1050 çözünürlük kullanmama izin verdi VirtualBox sadece 1024×768 e kadar çıkabildi.

Eğer VMware kullanmak isteyip de para vermek istemiyorsanız önce programın deneme sürümünü indirip sanal makinelerinizi kurun. Daha sonra VMware Player programını indirerek sanal makinelerinizi ücretsiz kullanabilirsiniz. Workstation sanal makineler oluşturmakta kullanılır ve satın alınmamışsa süre sonunda çalışmaz ancak player, workstation ile oluşturulmuş sanal makineleri çalıştırmanıza izin verir sadece sanal makinenizin özelliklerini değiştiremezsiniz. Zaten ilk başta düzgün bir şekilde ram ve hard disk miktarı CD/DVD sürücü ayarlarını yaptıktan sonra bir daha değiştirmenize gerek kalmayacaktır.

En kısa zamanda VMware ile bir sanal makinenin nasıl oluşturulduğunu Nasıl Yapılır? köşesinde anlatacağım.

Windows’un varisi “Midori”

Microsoft, gelecekte Windows’un yerini alacak işletim sistemini ”Midori” kod adıyla geliştirmeye başladı.

Microsoft, Vista’nın süper bir yazılım olduğunu iddia ediyor ve Windows 7’nin de aynı koddan imal edileceğini belirtirken bir yandan da, internetin bir serap, bütün bilgisayarların da tek işlemcili olduğu günlerde imal edilmiş, hala da aynı temel üzerine inşa edilen Windows’un yerini alacak, internet çağına uygun daha çevik bir işletim sistemi geliştirmek için çalışmalara devam ediyor.

Şirketin açık kaynaklı geliştirme platformu Singularity’den çıkan yeni bir projenin, işte bu yeni işletim sistemi olacağı iddia ediliyor.

“Midori” kod adlı proje, henüz yolun çok başında. Microsoft Midori hakkında hiç açıklama yapmıyor, ama projenin varlığı yasal dokümanlarla kayıtlı.

Midori, işletim sistemlerinin iş yükünün Google Docs, Zimbra gibi uygulamalarla internete kaymaya başladığı, videoların sitelerden canlı izlendiği, fotoğraflara çevrimiçi albümlerden bakıldığı, pek çok bilgisayarın çok çekirdekli işlemciye sahip olduğu günümüzün bilişim koşullarına uygun bir işletim sistemi olacak.

“Bulut programcılık”, yani uygulamaların bilgisayarın kendi sabit diskinde değil, bir sunucuda kayıtlı olması ve kullanmak istendiğinde internet üzerinden erişilmesi tekniğini kullanması öngörülen Midori, böylece hem donanıma daha az yük bindirecek, hem de daha ucuz olacak.

Ayrıca, Microsoft’un sanallaştırma platformu Hyper-V kullanarak, bilgisayara yüklenen bileşenleri birden fazla sisteme yayılabilecek ve böylece işlemciye yüklenilmeyecek.

Midori’nin 2010’da Windows 7’nin yayınlanmasından sonra piyasaya çıkacağı kesin, çünkü Microsoft bir yandan eskilerinin hantal olduğunu bildiği için yapımına giriştiği bu yeni nesil işletim sistemini geliştirirken, bir yandan da Vista’yı ve onun devamı olarak düşünülen Windows 7’yi satmaya devam edecek.

Kaynak: TÜBİDER

Magic DVD Copier 4.9

Bu küçük ve faydalı program sayesinde orjinal DVD filmlerinizi kopyalayarak ileride her türlü ihtimale karşı yedeğini alabilirsiniz. Kullanması çok basit. DVD kaydedicilerinizden birine orjinal diski diğerine de boş medyayı koyup GO! düğmesine basmanız yeterli

Programın belli başlı özellikleri

DVD’lerinizi birebir kopyalar
8.5 GB boyutundaki filmlerinizi 4.7 GB’lik DVD lere kaydedilebilecek şekilde sıkıştırabilirsiniz
8.5 GB boyutundaki filmlerinizi 4.7 GB’lik DVD lere kalite kaybı yaşamadan bölebilirsiniz. Bu durumda film 2 ya da 3 diske yazılacaktır
İsteğe bağlı olarak sadece ana filmin kopyası alınabilir
Dilerseniz filmleri hard diske kopyalayabilir ve hard diskteki filmleri yazdırabilirsiniz
Kopyalanan filmledeki bölge korumasını kaldırabilirsiniz.

Programı indirmek için tıklayın

Search Engine Builder Professional 2.52

Pek çok ziyaretçi web sayfalarınında kendileri için o an önemli bilgilerle ilgilenir. Eğer aradıklarını bulamazlarsa mevcut sayfayı kapatır ve bir başkasına giderler. Search Engine Builder Professional 2.52 sayesinde siz de web sayfalarınız için sadece bir kaç butona tıklayarak arama motoru yapabilirsiniz. Program Java Script, Php ve Asp ile uyumlu bir şekilde çalışabiliyor. Üstelik pro sürümü sayfanızda ne kadar çok bilgi olsa bile çok kısa zamanda sizin için arama motorunu oluşturuyor.

Programı indirmek için tıklayınız.

Layers (Katman) Menüsünü Tanıyalım

Photoshop’un işlerimizi kolaylaştıran en pratik araçlarından birisi de katman yani layer kavramıdır. Layer menüsü sayesinde çalışmalarımızı ve fotoğraflarımızı çok daha spesifik bir şekilde manipüle edebiliyoruz. Layers menüsü içinde çalışmalarınıza ait katmanları barındırır. Bu durumu üzerinde çizimler bulunan şeffaf kağıtların üst üste konulması olarak düşünebiliriz. Konuyu daha iyi açıklamak için aşağıdaki resimi ele alalım.

Resime bakıldığında üç adet farklı renklerden oluşan eğri çizgiler görülüyor. Bu örnek için dört adet layer kullandım. Bunların üçü çizgiler, diğeri de gri renkteki arkaplan için… Çalışmamızı kaydedince layerlar kaybolor ve normal bir resim elde ederiz. Bu yüzden çalışmalarımıza daha sonra devam edebilmek için onları bir de özgün Photoshop formatında yani .psd olarak kaydetmeliyiz.

Peki bu çalışmayı tek bir katmanda yapamaz mıydık? Yapabilirdik ancak daha sonra değişiklik yapmamız zorlaşacaktı. Örneğin bu resimde ortadaki çizgiyi kaldırmak isteseydik normalde silme araçlarından birini kullanmamız gerekecekti oysa şimdi çizginin bulunduğu katmanı kapatınca direk kaybolacaktır. Ya da arkaplan düz bir renk yerine karışık bir resim olsaydı onu kaldırmak zahmetli bir iş olacaktı ama neyseki layer menüsü bizi bu dertten kurtarıyor.

Layer menüsü eğer bir değişiklik yapılmadıysa Photoshop’un sağ alt tarafında bulunur. Şayet sizde gözükmüyorsa üst taraftaki menüden Windows > Layers yolunu izleyiniz ya da F7 kısayol tuşunu kullanınız. Layer menüsü aşağıdaki gibi görünecektir.

Yukarıdaki resimde kullandığımız dört layer da görülebiliyor. Layer menüsünün üst kısmındaki sekmelerden Channels ve Paths menülerine de ulaşılabilsek de bunlar niraz daha ilerleyince üstünde duracağımız konular olduğu için şimdilik pas geçiyoruz.

Şimdi menüdeki öğeleri tanıyalım.

1 – Bu alan eğer layer içinde bir alanı seçmişsek o bölgeye yoksa bütün layer alanına çeşitli efektler uygular.

2 – Buradaki göz simgesine tıklayınca simgenin ve katmanın görünmez olduğunu göreceksiniz. Aynı bölgeye tekrar tıklayınca layer resimde yeniden görünecektir.

3 – Buraya tıklayınca layer ya da seçili alana gölge, parlama, kabarıklık gibi efektler uygulayabileceğimiz bir menü açılacaktır. Bir sonraki derste bu menüyü daha deteylı bir şekilde inceleyeceğiz.

4 – Layer mask eklemek için bu alana tıklıyoruz.

5 – Siyah-beyaz, renk dolgusu, parlaklık ya da kontrast değerleri tanımlayarak katmanlar oluşturmak için bir menü açar.

6 – Katmanlar içinde yeni bir grup oluşturmak için kullanılır.

7 – Yeni ve boş bir katman yaratmak için kullanılır.

8 – Seçili katmanları siler

9 – Katmanların listelendiği alandır. Seçim rengi ile vurgulanmış olan katman o anda aktif olan ve üzerinde işlem yapılan katmandır. Ctrl tuşuna basılı tutarak katmanlara tıklarsanız birden çok katmanı seçebilirsiniz.

10 – Layer ya da seçili bölümün dolgu değerini ayarlamak için kullanılır. En düşük değer 0 olunca transparan durumuna getirir ancak uygulanmış efektler şeffaflaşmaz

11 – Layer ya da seçili bölümün şeffaflık değerini ayarlamak için kullanılır. Eğer uygulanmış efektler varsa onlar da şeffaflaşır.

Şimdi 10 numarada anlatılan Fill ve 11 numarada anlatılan Opacity değerleri kafanızı biraz karıştırmış olabilir. Daha iyi kavramak için aşağıdaki resimi inceleyebilirsiniz.

Yıkarıdaki üç dikdörtgende başlangıçta aynıydı ve hepsine Drop Shadow efekti uygulandı. Daha sonra birinin opacity, ve birinin de fill değeri düşürüldü. Sonuçta ikisi de aynı oranda şeffaflaştı ancak fill değeri düşürülen de gölge efekti aynı kalırken; opacity değeri düşürülende gölge de dikdörtgenle aynı oranda şeffaflaştı.

Bundan sonraki öğeler katmanı kilitlemek için kullanacağımız ayarları içeriyor. Şimdi bunlarav da kısaca bakalım

12 – Katmanın tamamını kilitler. Böylece layer üzerinde işlem yapılamaz, silinemez veya boyutları değiştirilemez. Eğer katmandan memnunsanız ve kazara başına bir iş gelmesini istemiyorsanız bu seçeneği kullanabilirsiniz.

13 – Katmanın pozisyonunu kilitler

14 – Resim piksellerini kilitler

15 – Transparan pikselleri kilitler.

Şimdilik Layers menüsüne kısa bir bakış attık bir sonraki derste bu konuya yine devam edeceğiz.

Yazılımları Türkçe Kullanmak

Teknoloji alanında yaşanan gelişmeler ister istemez yazılımları da etkiliyor ve günümüzde yazılımlar oldukça kapsamlı işlemleri yapabilmeyi olanaklı kılıyor. Donanımların, bundan birkaç sene önceye kıyasla çok daha fazla gelişmesi ile yazılımlardan da beklentiler artıyor.

Yaklaşık 10 yıl öncesine kadar yazılım denince akıllara basit işletim sistemleri, kelime işlemci ya da basit boyama programları geliyordu oysa günümüzün yazılımları artık çok daha yetenekli. Matbaa-basım, resim işlemleri, komple ofis çözümleri ve üç boyutlu tasarımların kolayca yapılabilmesini sağlayan bir sürü yazılım var…

Türkiye de son yıllarda yazılım alanında kendinden söz ettirmeyi başaran yeni ülkelerden birisi ve bu durum her geçen gün biraz daha ivme kazanarak artmaya devam ediyor. Artık Türk yazılım firmaları yurt dışı ihalelerde yarışabiliyorlar. Hatta NATO standartlarına uygun yazılım ve donanım üretebiliyorlar.

Bu duruma en iyi örnek ise 2007 Kasım ayında üç Türk kardeşin sahibi olduğu bir firmanın çıkardığı bir oyun olabilir. Oyun, bütün dünyada büyük bir ilgiyle karşılandı ve oynandı. Çoğu oyun sitesi ve dergisi oyuna tam not verdi. Yapımcılar bir de oyunun yüzde yüz Türkçe versiyonunu çıkardılar.

Türkiye’nin yazılımdaki atakları neticesinde Türkçe desteği sunan yazılımlar da çoğalıyor. Aslında alanında uzmanlaşmış çoğu kişi yazılımlarda Türkçe seçeneğinin bulunup bulunmamasını pek önemsemiyor çünkü çeviri yapılırken bazı durumlarda kelimelerin uygun karşılığı bulunamayabiliyor. Bu durum profesyoneller için kabul edilemez bir durum oluşturuyor. Bazı durumlarda da insanlar programları ilk öğrendikleri şekilde kullanmak istiyorlar.

Ancak yazılımlarda Türkçe desteğinin bulunması hem öğrenmeye yeni başlayanlar için bir kolaylık hem de daha fazla kişinin öğrenmesini teşvik etmek için bir etken oluşturabilir. Tabi burada bahsedilen durum ile Türkçe destekli yazılımların sayısı arasında da bir doğru orantı mevcut.

Pek çok ünlü yazılım firması, alanlarında neredeyse alternatifsiz yazılımlarına birkaç dil desteği ekleyerek kullanıcılara sunmalarına rağmen bu tür yazılımların hatırı sayılır kısmında Türkçe seçeneği bulunmuyor.

Türkçe seçeneğinin pek çok yazılımda bulunmama nedeni aslında çok basit. Yazılıma eklenecek diller seçilirken, programın en çok kullanıldığı ülkeler tercih edilir ve eklenecek dillere bu verilere göre karar verilir.

İlk bakışta Türkiye’de de kullanıcı sayısı oldukça fazla gibi gözükse de bu kullanıcıların çoğu ya yazılımın orijinal sürümünü kullanmıyorlardır ya da kayıtlı kullanıcılar değildir. Pek çok program bilgisayara kurulduktan sonra kullanıcılara bir kayıt (registration) seçeneği sunar.

Bu şekilde firmalar hem programlarını kimlerin kullandıklarından haberdar olurlar hem de kullanıcılar kolay ve hızlı bir şekilde teknik destek ve yardım alabilirler.

Firmalar doğal olarak en fazla satışı yaptıkları yerlere daha çok yatırım yapar ve o ülkelere özel avantajlar sunarlar. Bu noktada lisanslı yazılım kullanmanın önemi bir kere daha ortaya çıkıyor.

Diğer yandan özellikle açık kaynaklı yazılımlarda çoklu dil desteğinin daha fazla olduğu görülüyor. Bu tür yazılımlar ücretsiz oldukları gibi kaynak kodlarını kullanıcılara açıyorlar ve her ülkeden bu işle ilgili kullanıcılar programı kendi dillerine çevirebiliyorlar.

Açık kaynaklı yazılımların bazıları da kendilerine özgü bir dil dosya formatıyla geliyorlar ve genelde bu dosyalar hemen hemen her metin editörü ile açılabiliyorlar. Açılan dosyada İngilizce yazılan ifadeler Türkçeye çevirilince program da Türkçe oluyor. Sadece açık kaynaklı değil aynı zamanda bazı ticari yazılımlar da harici bir dil dosyasıyla gelirler ve bunların tercüme edilmesi daha kolaydır ancak çoğu durumda ticari yazılımlar dil desteğini uygulama dosyasının içine gömmeyi tercih eder.

Yukarıdaki duruma uyan  yazılımlar için de Türkçe yama paketleri bulunuyor. Sadece bunları barındıran web sayfaları bile mevcut ancak bu tür yamaların resmi olmadığı da unutulmamalıdır. Bu tür yamalar genelde programın ana uygulama dosyasına müdahale ederek çalıştıkları için böyle bir işlem uygulanmadan önce ilgili programın bir yedeğinin alınması yerinde bir karar olacaktır.

Tabi bu seçenekler içinde en güzeli direk üretici tarafından sunulan dil desteğidir. Bunun için ülkedeki lisanslı yazılım kullanım oranının artması ve dolayısı ile üreticiye ülkenin iyi bir pazar olduğunun gösterilmesi gerekmektedir.

JavaRa 1.10

Genelde Java kütüphanesine ihtiyaç duyan programlar kurulurken yeni sürümü indirip kurabilirler ya da program kaldırılırken eski java dosyaları silinir ancak bazı durumlarda bu işlemler gerçekleşmeyebilir.

JavaRa bu tür sorunları çözmenize yardımcı olam bir program… Eski Java Runtime Library dosyalarınızı bilgisayarınızdan kaldırabilir ve yeni JRE güncellemeleri de kontrol edebilirsiniz.

İndirmek için tıklayın

  • 1
  • 2