Gelişebilmek İçin Değiştirmemek Gerek

 

Tabelaların standart olması onları anlamamızı sağlıyorYazılım olsun donanım olsun ve bunların alt dallarındaki pek çok alternatif ürün gerek kurumsal gerekse bireysel kullanıcıların ilgilerini çekebilmek ve tercih edilmek için kıyasıya bir rekabet halindeler.

Teknolojik gelişmeler doğal olarak beraberinde bir çok da yenilik getirdiği için giderek daha çok ürün çeşidiyle karşı karşıya kalan kullanıcılar belki de eskisi kadar kolay tercih yapamaz hale gelmiş olabilirler ancak bu durum hem çeşitliliği hem de rekabeti artırdığı için genel olarak bakıldığı takdirde en sonunda kazananların kullanıcılar olduğu ortaya çıkacaktır. Öte yandan bu kadar çok yenilik ve çeşit olmasına rağmen üreticilerin değiştirmeyi kolay kolay göze alamayacakları bir takım olgular da var… Standartlar.

Bir ürün ister yazılım ister donanım kategorisinde ele alınsın, kullanıcıların alışkanlıklarını kökten değiştirmeye çalışırsa büyük çoğunlukla başarısızlıkla karşı karşıya kalacaktır. Pek çok kullanıcı sahip olduğu ürünün daha yenisi ve daha çok özellik sunanını ister ancak o ana kadar edindiği kullanım alışkanlıklarından da kolay kolay vazgeçmek istemez. Zaten birçok alanda standartları değiştirmek artık neredeyse imkansız bir hale gelebiliyor. Örneğin piyasadaki bilgisayarlar için bellek üreten bir marka ürününün ebatlarını kendisinin uygun gördüğü şekilde değiştiremeyecektir; yoksa üretmiş olduğu bellekler uygun ölçülerde olmadığı için hiçbir anakarta uymayacak ve kullanılamayacaktır. 

Bu durumda firmanın sadece kendi bellekleriyle çalışan bir anakart üretebileceği fikri akla getirilebilir, ancak o zaman da acaba kaç kullanıcı bu genel standartların dışında kalan anakartı ve belleği kullanmak isteyecektir sorusunun sorulması elzem hale gelmektedir. Kullanıcılar hiçbir zaman sadece bir markaya bağımlı kalmayı tercih etmek istemezler. Onlar için ne kadar çok seçenek varsa o kadar iyidir. Teknoloji pazarında sadece kendi ürünleriyle çalışacak standarttaki ürünleri satmaya çalışan firmaların ancak alanında tartışmasız en iyi olduğu zamanlarda bir nebze başarılı olabildikleri görülmüştür ancak unutulmamalıdır ki bir firmanın sonsuza kadar başarılı olabilmesi gibi bir ihtimal ne kadar iyimser olunursa olunsun olasılık dışındadır. Kullanıcılar ellerindeki ürünlerin yenilenmesi ve güncellenmesi gerektiğinde, ulaşabilecekleri birçok seçeneğin mevcut olmasını ve tek bir ürüne bağımlı kalmamayı tercih ederler. Bu nedenle aynı alanda faaliyet gösteren firmalar bir araya gelerek kendi aralarında bir standart belirlemeye deyim yerindeyse adeta mecbur olurlar. Bazı durumlarda ortaya birden fazla standart olması istenen öneriler getirilir. Bu durumda piyasa koşulları ve maliyet gibi etkenler hangi önerinin kabul edileceğini belirlemede yardımcı olurlar. Bu duruma en güzel örnek olarak geçtiğimiz yıl yaşanan HD-DVD ve Blu-Ray rekabeti örnek gösterilebilir. Sonuçta savaşı daha çok firmanın desteğini alan ve daha çok depolama kapasitesi sunan Blu-Ray kazanmıştı.

Standartlaşmanın etkilerini yazılımlarda da görmek mümkün. Bugün piyasada bulunan programların temelde hepsi bir standart altında oluşturulmuştur. Yazılırken kullanılan programlama dilinin standartlarına göre kodlanmışlardır. Hedefledikleri işletim sisteminde çalışabilmelerinin sağlanması için söz konusu işletim sisteminin standartlarına göre tasarlanmışlardır ve bunlar gibi pek çok standarda uymak zorunda kalmışlardır. Daha çok kullanıcıya hitap etmek ve alanında tek olmak isteyen yazılımlar bile son kullanıcılar için bazı yükümlülükleri yerine getirmek zorunda kalırlar. Örneğin bugün kullanılan pek çok yazılımda menüler yukarıdadır ve hemen hemen aynı sırada ilerlerler. Dosya, düzen görünüm gibi… Bu menülerin sırasının değişmesi veya ekranın alt kısmına taşınması bile programın kullanıcının gözünden düşmesine sebep olabilir.

Başka bir açıdan bakmak gerekirse Internet bile belirli standartların yerine getirilmesi koşuluyla düzgün işleyebilmektedir. Bugün birbirine rakip olan tüm web tarayıcıları her ne kadar faklı özellikleriyle kendilerini kabul ettirmeye çalışsalar da hepsi de bazı standartlara uyarak görevlerini yerine getirebilmektedirler. Sayfaların düzgün görüntülenebilmesi işte hep bu standartların yerine getirilmesiyle mümkün olabilmektedir. 

Benzeri durumları açıklayacak daha pek çok örnek sunulabilir. Mesela portlar… Internet, e-Posta ve FTP gibi bazı protokoller artık değişmez bir hal almış hep aynı port numaralarını kullanırlar ve böylece ilgi alanda bir uygulama geliştirenler de hangi portu kullanacaklarını bilebilirler ve sonuçta uygulamaları hangi koşul altında olursa olsun her sistemde gayet düzgün bir biçimde sorunsuzca çalışabilir.

Düğmenin üzerindeki güç işareti sayesinde o düğmenin ne işe yaradığını bir bakışta anlayabiliyoruz.

Kulağa garip gelse de teknolojik ilerlemenin sağlanması ve devam edebilmesi için standartlar ya da daha kapsamlı bir ifade ile değişmeyen bazı şartların var olması bir zorunluluktur. Eğer standartlar olmasaydı her marka kendi ürününü ve bu ürün için bazı gereksinimleri yeniden icat etmek zorunda kalacak ve bu durum her marka ve ürün için yeniden yaşanmak zorunda kalacaktı. Kullanıcılar da ilgili ürünün gereksinim duyduğu her parça için aynı firmaya bağımlı olmak zorunda kalacaktı. Böylece ortada bir teknoloji karmaşası oluşacaktı oysa standartlar firmalara ilgili alanda bir yol haritası çizerek; firmaların yapacakları geliştirmeler ve üretimler için onlara bir iskelet yapı sunuyorlar. Neticede teknoloji hep aynı düzlem doğrultusunda ve belli bir düzen içinde ilerleyebiliyor. Teknoloji insanlığa ne kadar değişim ve yenilik vaat etse de anlaşılıyor ki onun da devamlılığını sağlayabilmek için bazı alanlarda durağanlığa ya da hiç olmazsa çok ama çok yavaş ve yumuşak bir değişime ihtiyacı var. Demek ki bazı şeylerin değişmesi, bazı şeylerin değişmemesine bağlı ya da tam tersi bazı şeyler değişmedikçe, bazı şeyler değişme fırsatı bulabiliyor.


Bir yanıt yazın